Bugün sizlere Tango dansını tanıtmaya karar verdim. Dans en az bir kişiye ihtiyaç duyan bir hareket çeşididir. Tango da en az 2 kişiye muhtaç bir devinimdir. Bir nevi salon dansıdır. Salonda edin. Tango bir dans mıdır bana göre dans değildir, bir yaşam biçimidir. Mahkemeye başvurup adımı T&T Tango olarak değiştirmeyi bile düşündüm kimi zaman. Yazı başladı bence. Tango Pasyon!!!
Sevgili internet duayenleri sonuçta siberuzayda yaşayan sanal tiplersiniz, siz bilmezsiniz ama Tango garip bi dans. Bi erkek bi kadın karşı karşıya geliyor. Genelde hasım oluyo bunlar zannımca. Zira pek agresif bakışıyolar. Aynı zamanda da şehvetli ve histerik. Bu ön sevişmeye daha fazla dayanamayan erkek çekiveriyor karıyı kendine doğru sonra başlıyo tango. Ritmik ve eşzamanlı beden hareketleri. Arada kafayı sertçe çevirip acaba dans partnerim hala yerinde duruyor mu diye göz göze bakışmaç. Yerinde durduğu anlaşılınca kafaları tekrar sertçe çeşitli güzergahlar, rotalar belirlemek üzere çevirmeler. Bi süre belirlenen rotalar doğrultusunda hızlı ayak hareketleri, dudakları birbirine değdirmeç, nefesler birbirine karışıyor, bedenler kımıl kımıl birbirine yapışık. Nerdeyse yere yatırıp sikecekler birbirlerini. Gergin bi ortam. Bunlar bi süre bu şekil oynaştıktan sonra işte tangonun püf noktası “taşşaklara tekme hareketi” başlıyo. Karı adamın taşşaklara tekme atıyor sonra adam da ona atıyor. Ama arkadan atmaya çalışıyorlar. Bazen de önden. Arkalı önlü ama böyle. Hıpızlı! O ona o ona amına koyim. Tekmeler havada uçuşuyor. Ama kimse oturtamıyo şöyle bi esaslı tekme taşşaklara. Hep boşa gidiyo. Ama erkekler kadınların taşşakları olmadığı için nereye tekme atıyor belli değil. Bunun nedenini ortaya çıkarmak benim için hiç zor olmadı zira geçen arkadaşlarla bulduğumuz Paleontolojik çağlardan kalma bi fosilde alenen görünüyo bu. İki ilkçağ gayi taşşaklara tekme atarken donmuşlar kayanın içinde. Resmen kayanın içinde Tango yapan ilkçağ gayleri !!! Antropolojik gözlemlerim doğrultusunda söyleyebilirim ki sanırım ilk çağda yapılan tangolar gay dansıydı. Yoksa neden taşşaa tekme gibi bi figür içersin di mi lan? Aldatan sevgiliye içli bi serzeniş aslında bu tekmeler bence. Kıskançlığın dışavurumu. Bir isyan başka kişilerle yapılmış pompaya. Hemen akabinde gözlerdeki tutku ve şehvet ile de bir affediş öyküsü aynı zamanda, ama hırçın.
Şimdi neden hasım gibi baktıklarını anladınız mı eşlerin birbirlerine Tangoda? Anlamadınız mı? Hiperaktif piçler sizi! Konsantrasyon bozukluğunuza ayaam girsin! Yazının başını unutan adama Tango anlatıyoz biz de burada!!! Sen anca iki elini havaya kaldır şıklat sonra da hoppidi hoppidi dizlerini kır, zıpla! Dans bu mu?!!! Nerde erotizm? Değdirmeç, duygular? Sert kafa hareketleri? Bu nasıl dans? : (( Kızlara sarılabilmek için dans kurslarına git sen anca. Pıtı pıtı yürü yanlarına, papatya gibi beyaz ve hince! Öküz!!!
İşte böyle sevgili dans tutkunları. Tango böyle bir dansımız. Umarız herkes kendine cillop gibi tango partneri bulur günün birinde. Ağzının suyu aka aka Tango yapar partneriyle. Ülkemizde bir tango dansı öncesi yaşanmış bi diyalogla bu kültürel fıkramızı sonlandıralım. Netameli günler dileriz…
- Benimle Tango eden mi ?
- Ben bilmem oynamayı !!!
- Aman biz biliyoz da mı oynuyoz.
Bye biçız…
1 Temmuz 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
13 yorum:
"Arada kafayı sertçe çevirip acaba dans partnerim hala yerinde duruyor mu diye göz göze bakışmaç. "
Buna bittim ben :))
Bir de Winstın Çörçil in , "dans iyi güzel de peki niye ayakta?" dediği rivayet edilir. Çörçil ne anlar danstan ayrı. Çirkin şey. Çirkin Çörçil. ÇÇ Çaça.. Oh yes.
Oscar Wilde demiş diye biliyordum ben onu sevgili Talisman : )
Yok yaa, Oscar Wilde için biraz avam bir söz bence. Ondan beklemem.
Bu arada araştırdım, Bernard Shaw demiş diyorlar. Anlaştı mı bunlar ne, niye hepsi aynı şeyi söyledi? :)
eheheh İyi de bunda garip olan ne var? Ben de ilk Tango gördüğümde aynı lafı etmiştim. Oscar Wilde söyledi onu demişlerdi. Olsun şimdi de ben söyledim demiştim. Çünkü tango öyle bişi,başka ne görebilirsin ki?
Yok söylediği söz garip anlamında değil de ne bileyim Oskar Wilde, "Mutlu prens" i filan yazan bi adam, böyle bi hüzünlü filan bi imajı var kafamda.. Öyle hin hin, "len yatakta yapın ne debeleniyoz" diycek gibi gelmedi.
Boşver, o Oscar la aramda bişey. Yoksa lafta bişey yok :)
dans olgusuna hem sosyolojik hem antropolojik bakıp olguda irice bir çığır açmışsınız. şimdi daha manik-agresif olan(kendi kendine sinirlenen kişilerin de olduğu) flamenko ve son zamanların yurdum dansı kolbastı aka hoptek ile ilgili çığırları istek parçası olarak yazıyorum.
con la danza
silencio..
her şey tamam da kafayı sertçe çevirme hareketini yanlış anlamışsınız sayın t&t. o hareket, tanko dansının evrim sürecindeki askeri levıla denk geliyo. bu tankonun geçtiği aşamalarda dünya savaşlarına denk gelen bir bölüm var. orda arjantin ordusu, madem böyle milli bir değerimiz, bir aksiyonumuz var, neden bunu hasımlarımıza karşı kullanmayalım ki diyerek kolları sıvıyo (allah bana bu kalıbı kullanmayı da nasip etti sonunda) ve orduya adapte ediyolar tankoyu. kullandıkları teknikte doğal olarak "istikamet vermek" de var. komtan istikamet sağınız diyo misal, o an birbirine sıkıca sarılmış, kendini arkadaşına siper etmiş arkadaşının arkasına denk düşen düşmanlarına mermi yağdıran askerler sertçe başlarını sağa dönderip, tekrar eski pozisyonuna getiriyorlar. işte bu hareket kalıcı hale geliyo sonra. böyle yani.
sevgili t&t, biz şimdi cevapsız mı kalacağız?
Cevapsız kalmak ne demek uzaygemilerim? Artık gönlümde nefis deniz manzaralı bir yere sahipsin daha ney? ehehe
Teşekkürler silencio. Bir küçük ara verecektim yine bloga. Ondan sonra yazarım o dansların altmetinlerini
Bravo kaba şimşek. İyi bi açıklama. Güzel bacakların var laksjdşlkasd
spor yapıyorum düzenli ondan! lsdkfjlskdfjlsdkfjlsdkfjsldkfjsl
arkadasim, blogun birinci yil donumu yazin nerde?!!
Ovunmek gibi olmasin takip ettigim butun bloglari google reader'dan okuyorum. kufur etmem gerekmedigi surece de o kisinin bloguna falan gitmiyorum. ben niye gidiyorum, kendi gelsin, pic..
neyse, iste senin yazina kufur etmek icin bir geldim ki yazini kaldirmissin. niye kaldirdin ki?!! bak kufredemedim, icimde kaldi. himmff!! birinci yilin kutlu olsun bu arada yazilarini severek, eglenerek, cosarak okuyorum ama "su"lu siirini sevmedim. belki de bu yuzden silmissindir ehehe..
Yorum Gönder