4 Ağustos 2009 Salı

GREGOR SAMSA



Gregor Samsa o sabah uyandığında kendisini devcileyin bir sallantının içinde buldu. Bir aşağı bir yukarı sallanıyor, ne yaptı ne ettiyse kurtulamıyordu bu sallantıdan. Sallantıların tesirinden kendinden geçip, zaman ve uzamdan kopuk bir halde katatonikleşmek ve artık kendini koyvermek üzereydi ki birden sallantılar kesildi. Aniden kendisini bir çadırın içinde buldu. Ritmik bir salınımın eşliğinde, üzerine gittikçe bir karanlık çöktü. Sallantıların kesilmesi ile huzura ermiş, ritmik salınımın, karanlığın ve sakinliğin getirdiği gevşeklikle likit bir hareket içine girmiş akıyordu adeta. Derhal kendini çadırın bezine bıraktı, kendini emdirdi ve olabildiğince yüzeye yayıldı. Gregor Samsa son damlaydı, dona düştü…

3 yorum:

Jondaff dedi ki...

devcileyin bir uğur böceği filan iyiydi, bir asaleti vardı. hani yeri gelir eş dost toplantısında konuşur samsam, ''geçen gün yine böceğe dönüşüyorum, baktım oradan bir el hareketleri filan...''diye. de son hallerini beğenmiyorum. bence en son ilhan irem'e dönüşse muhteşem bir dönüş yapmış olacak.

Travis and Tyler Durden dedi ki...

Siz de Marcel Duchamp dan bahsedin sevgili JOndaff. Yazık bir de siz üzerine gidiyorsunuz sevgili Gregor Samsa'nın sanki başına gelenler kafi değil gibi.

Sizi kınıyoruz...

Jondaff dedi ki...

kınıyoruz derken? samsayla beraber mi kınıyorsunuz? babası ahbabım olur, prag'da iki lafın belini kırmışlığımız vardır, bana yapmaz öyle şeyler. ben onu sevdiğimden öyle dedim :(
konumuz Marcel Duchamp ise, sanırım samsa merdiven olmayı tercih eder :)