aylarca uğraşmıştım. davulum tertemiz bir fikirdi. ayakları vardı ve kolları. kafası yoktu. gövdesi de davuldu. kendi kendini çala çala yürüyordu. gprs den rotayı kodlayıp bırakıyordun. o da dombudu dombudu çala çala geziyordu sokakları sonra da eve geri dönüp pısss diye bi ses çıkarıp yere bırakıyordu kendini.
baktım ramazana şurda ne kaldı. dedim bir test sürüşü yapalım bakalım. verdim rotayı buna, bıraktım. nası neşeli gidiyor çırpı gibi bacakları kollarıyla. sokak boyunca gidiyor sokak bitince, olduğu yerde 90 derece açı yapıp sola dönüyor sonra yürümeye devam ediyordu. ellerimi arkada belimde kavuşturmuş, hafifçe gülümseyerek, gururla arkasından yürüyordum. daha 2 sokak gitmemişken “lan amına kodumunun sen benim mahallemi nası haraca bağlarsın” diye 6-7 davulcu saldırdı buna. korkudan ordaki bi sokağa kaçıverdim, kafamı uzattım izledim. hunharca vurdular, kırdılar robotu. yere düşürüp tekmelediler. yavrum hala davula vurmaya çalışıyordu. sessizce gözyaşı döktüm karanlık sokakta. sonra pofff diye bir sesle son buldu. bu ne lan böyle dedi biri. siktir et dedi diğeri. yürüyün lan gidelim dedi en uzaktaki. bir tekme daha savurdu yerde yatan garibe. ceketimin ucu ile sildim gözlerimi. bir süre daha bekleyip, sesler kesildikten sonra yanına gittim. yerde yatıyordu. davuluna çizdiğim gülen surat duruyordu amma bacaklarını ve kollarını davulun içine sokmuşlardı. paramparça olmuştu.
açıkçası hiç de böyle bir tepki beklemiyordum. procem açık ve netti. hümanistti. ramazan davulcularının sabahın köründe uyanıp plazaların, rezidenslerin arasında gezinmesine yorulmasına gönlüm razı olmamış, icat yapmıştım. insanoğlu nankördü. yerden toplayıp çöp kutusuna attım garibin kalıntılarını. çöp kutusu boşmuş, metalik bir ses yırttı boş sokağı. son bir kez parçalanmış, eli ayağı orasına burasına girmiş gülen suratına baktım. masumdu ve çöpün içindeydi. ellerimi cebime sokup, başımı öne eğip karanlık sokağın içine daldım. davulcular oradaydı. elim yağaıma dolaşmıştı. ters ters baktılar. korkudan "hayırlı işler" dedim. "yarın bekliyorum bak. sakın bizim sokağı pas geçmeyin" dedim. "saatimin pili bitti sakın uyandırmadan geçmeyin" dedim. "sen nerden biliyon lan bizim ramazan davulcusu olduğumuzu piç?" der demez bunlar deparı koydum. tyson gay gibi kaçtım : ( adı ramazandı...
9 Ağustos 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Son blogundaki resim Gay ile Bold un son 100 m yarışı değil mi? Gay de geçtim diye seviniyo garibim. Oysa Bold eliyle birinciliği sana ben verdim hadi gene iyisin bak diyor.
yok o yarış değil bu. zaten adam da hüseyin değil
Usta zaten beni kimse geçemez biliyorsun.ramazan davulcusunu yaratırken mafyasınıda yaratmalıydın neyse bu tecrube oldu senin için.
usta biraz ukalalık gibi gözükse de içimden bunları yazmak geldi hakkaten ukalalık değil ha ... usta bu yazıdaki bazı şeyleri es geçip üzerine gene bazı şeyler eklenerek ve tabi konunun gerektirdiği bir uzunluk ile çok acayip bir hikaye olacak... ha şu an ki durumu da zaten oldukça ilginç...
Okurken çok etkilendim, bu duygu yükle serzenişiniz umarım birşeylerin değişmesine vesile olur sayın Travis and Tyler Durden biraderim.
Her zamanki gibi haklısın Hüseyin Usta.
Seninle tamamen aynı fikirdeyim dilemma. Lakin tembellikten öyle bıraktım hikayeyi. Belki bi ara oturup olması gerektiği gibi yazarım.
Eywallah Kamilciğim.
Yorum Gönder