Likitler mevduatlarımıza tane tane damlarken...
diyorum, neden olmasın?
Siz de batınız.
Batınız, batınız
Doğunuz, batınız, hepiniz batınız.
Üstelik tam zamanında battınız.
Doğunuz, batınız, hepiniz batınız.
Üstelik tam zamanında battınız.
az önce,
biraz sonra
ve şimdi...
Önünüzdeki fonu, şu gördüğünüz...
dölara yatırır mısınız?
bi parça da b-likit lütfen...
iyi.
Şimdi batınız, hemen batınız.
Aah bilemezsiniz nasıl güzelsiniz...
Sanki bir devletin çok derin kıyısından
bir katil getireceksiniz.
Bilemezsiniz ne güzel, dölar yeşili,
Yüro fuşyası rengarenksiniz.
Yüro fuşyası rengarenksiniz.
öylesiniz, öylesiniz...
Hafifçe sıçrayaraktan
azıcık eğilerekten
Ansızın çekilerekten geriye
koşaraktan öne doğru yeniden
Sürekli devinimler, sürekli sesler...
Battılar, batacaklar, batıyorlar...
Battılar, batacaklar, batıyorlar...
Battılar, batacaklar, batıyorlar...
Battılar, batacaklar, batıyorlar...
Not : Öncelikle Fazıl Hüsnü Dağlarca ağabeyime allahtan rahmet diliyorum. Kendisi şiirin büyük kalelerinden biri idi. Ruhu şad olsun. En büyük güneş gözlüğümü takıp Teşvikiye Camiinde olacağım. Majör depresyona girmemse kaçınılmaz.
Ve sonra merhaba sevgili şiir bağımlıları! Özledik biribirimizi sanırım lakin işlerimin yoğunluğundan bir süre uzaklarda kaldım sizlerden. USA e uçmak zorunda kaldım. Geçenlerde Nişantaşında arkadaşlarla 11 inci yüzyıl şiirini irdelerken burnuma tanıdık bir yanık kokusu geldi. Dedim bu benim paralarım! Yandı gitti paralar! Lehman biraderler batıyor! Derhal gittim paramın bir bölümünü kurtarabildim. Gerisini çekemedim battı gitti mevduat sektörünün karanlık sularına ama olsun! Derhal gülümsedim çünkü her kriz bizi devrime biraz daha yaklaştırıyor. Bunu iliklerimize kadar hissetmemiz lazım. Ben bunu New Yorktaki homelessların gözlerinde okudum! Büyük bir hınç var gözlerinde hepsinin! Benden 1 dölar istediklerinde benim “fok off madafaka!” reaksiyonumdan sonra gözlerini görmeniz lazımdı sevgili şiir tutkunları : )) Öylesine büyük bir nefretti ki çok umutlandım. Dedim bu insanlar kesin devrim yapar, kurtuluş günü çok yakın. Öylesine coşku doldum ki gidip bunlara bi varil Brent petrolü alıp, şoförle yolladım. Yakıp bütün gece ısındılar, eğlendiler. Ben de onları limuzinimden izledim, sıcak şarap içtim onlara bakarak. Neyse şiirimize dönelim. Farkındasınızdır bu şiirimde büyük bir imajinatif atak yaptım, dizginlenemez bir imge okyanusunda tsunamiler gibi çarptım suratınıza kelimelerimi. Alegorilerimden tarumar oldunuz, hercümerç olmuş duygu dünyanızın hala kendine gelebilmiş olduğunu hiç sanmıyorum. Ama bu benim suçum değil dostlarım, şiirin gücü bu işte. Cesare Pavese nin de demediği gibi “Şiir dünyanın en büyük tokadıdır!” Tokat delisi edecem sizi ben ölene kadar! Sizi bilmem ama ben şiirimi bitirip okuduğumda ağladım. Ama öyle normal bir ağlama değildi bu sanki kendi cenazemde saf tutmuştum sanki kendi bedenime giren bir çivi gibiydim sanki bir balığı yakalayan olta gibiydim. Bunlara ağladım. Çok güçlü bir şey gizli içinde bence bu şiirimin. Fakat bunu yazarken asla hissedemiyorsunuz. Okurken hissediliyor, bittikten sonra sanki şiirin içindeki her bir kelime bir büyük bedeni oluşturan bir hücre haline geliyor ve siz şiiri kelime kelime okuyunca şiir canlanıveriyor ve bir heyula beden gibi üzerimize geliyor. Çaresizce izliyorsunuz devinimi. Az sonra ezileceksiniz bunu biliyor fakat hareket edemiyorsunuz daha doğrusu etmek istemiyorsunuz adeta bir bilinçli özkıyım, müntehirin ötenazisi bu. Şiirlerin lincine uğramak, bu ne güzel bir ölüm şekli. Umarım benim sonum da böyle olur. Dizeler bir bir bedenime saplansın şövalye kılıçları gibi, kafiyeler gibi insin kafama gözüme benzer darbeler, derbederler gibi dövsün beni beyitler. Varsın bir meczup ölmüş desinler! Şiir sonum olsun yahut bir şiir yazarken öleyim. Ahhh hayat en azından bunu esirgeme benden, en azından bunu çok görme bana. Hayat seni sevmiyorum! Kapitalizm seni hiç sevmiyorum! Şiirlere gelesiceler sizi!
Not : Öncelikle Fazıl Hüsnü Dağlarca ağabeyime allahtan rahmet diliyorum. Kendisi şiirin büyük kalelerinden biri idi. Ruhu şad olsun. En büyük güneş gözlüğümü takıp Teşvikiye Camiinde olacağım. Majör depresyona girmemse kaçınılmaz.
Ve sonra merhaba sevgili şiir bağımlıları! Özledik biribirimizi sanırım lakin işlerimin yoğunluğundan bir süre uzaklarda kaldım sizlerden. USA e uçmak zorunda kaldım. Geçenlerde Nişantaşında arkadaşlarla 11 inci yüzyıl şiirini irdelerken burnuma tanıdık bir yanık kokusu geldi. Dedim bu benim paralarım! Yandı gitti paralar! Lehman biraderler batıyor! Derhal gittim paramın bir bölümünü kurtarabildim. Gerisini çekemedim battı gitti mevduat sektörünün karanlık sularına ama olsun! Derhal gülümsedim çünkü her kriz bizi devrime biraz daha yaklaştırıyor. Bunu iliklerimize kadar hissetmemiz lazım. Ben bunu New Yorktaki homelessların gözlerinde okudum! Büyük bir hınç var gözlerinde hepsinin! Benden 1 dölar istediklerinde benim “fok off madafaka!” reaksiyonumdan sonra gözlerini görmeniz lazımdı sevgili şiir tutkunları : )) Öylesine büyük bir nefretti ki çok umutlandım. Dedim bu insanlar kesin devrim yapar, kurtuluş günü çok yakın. Öylesine coşku doldum ki gidip bunlara bi varil Brent petrolü alıp, şoförle yolladım. Yakıp bütün gece ısındılar, eğlendiler. Ben de onları limuzinimden izledim, sıcak şarap içtim onlara bakarak. Neyse şiirimize dönelim. Farkındasınızdır bu şiirimde büyük bir imajinatif atak yaptım, dizginlenemez bir imge okyanusunda tsunamiler gibi çarptım suratınıza kelimelerimi. Alegorilerimden tarumar oldunuz, hercümerç olmuş duygu dünyanızın hala kendine gelebilmiş olduğunu hiç sanmıyorum. Ama bu benim suçum değil dostlarım, şiirin gücü bu işte. Cesare Pavese nin de demediği gibi “Şiir dünyanın en büyük tokadıdır!” Tokat delisi edecem sizi ben ölene kadar! Sizi bilmem ama ben şiirimi bitirip okuduğumda ağladım. Ama öyle normal bir ağlama değildi bu sanki kendi cenazemde saf tutmuştum sanki kendi bedenime giren bir çivi gibiydim sanki bir balığı yakalayan olta gibiydim. Bunlara ağladım. Çok güçlü bir şey gizli içinde bence bu şiirimin. Fakat bunu yazarken asla hissedemiyorsunuz. Okurken hissediliyor, bittikten sonra sanki şiirin içindeki her bir kelime bir büyük bedeni oluşturan bir hücre haline geliyor ve siz şiiri kelime kelime okuyunca şiir canlanıveriyor ve bir heyula beden gibi üzerimize geliyor. Çaresizce izliyorsunuz devinimi. Az sonra ezileceksiniz bunu biliyor fakat hareket edemiyorsunuz daha doğrusu etmek istemiyorsunuz adeta bir bilinçli özkıyım, müntehirin ötenazisi bu. Şiirlerin lincine uğramak, bu ne güzel bir ölüm şekli. Umarım benim sonum da böyle olur. Dizeler bir bir bedenime saplansın şövalye kılıçları gibi, kafiyeler gibi insin kafama gözüme benzer darbeler, derbederler gibi dövsün beni beyitler. Varsın bir meczup ölmüş desinler! Şiir sonum olsun yahut bir şiir yazarken öleyim. Ahhh hayat en azından bunu esirgeme benden, en azından bunu çok görme bana. Hayat seni sevmiyorum! Kapitalizm seni hiç sevmiyorum! Şiirlere gelesiceler sizi!
18 yorum:
Dabbeci hayranlardan ilk bilgiler geldi.Hekırlık bilgilerini kullanmışlar.Onlar kendilerini Matrikteki sentineller gibi görüyorlar.Diyorlar ki bazı fotoların kaynağına ulaşmışlar.
İsminin baş harfi L imiş ve Kadıköy Anadolu Lisesi mezunuymuşsun.Doğru mu?
Diyelim doğru????
KAL geldi bana bu hayranlardan!!!!
Bu tavrından sonra onları artık ben bile durduramam.Ayrıca Dabbe filmini aşşağılamayacaktın, bu onların hassas noktası.Yaptığın kelime oyunlu espri bile onları yumuşatamadı!!!
Aşkın!
Arada sırada buraya gelip şiirle yoğrulmaya çalışıyorum. Paylaşarak çoğalmak en büyük handikapım. Oysa sen t&t ile bi fotoğraf münakaşasına girmişsin anlamak mümkün değil. Burası şiirin yeri, burası şair dostlarının yeri!!!
LÜtfen!!! t&t ile derdin varsa yazıları altında saldır ona. Eğer bu tavır böyle sürecek ise şiirlerimi de alıp bir daha gelmem bu siteye!!! Şiire saygının sıfıra çok yakın olduğu yerler benim olmak istediğim yerler değil. Kusura bakma t&t ama bu şekilde devam edemem!!! Giderim!!!
Genç Şair Sinan
Değerli Sinan
Şiirlerinizi beğeniyle takip eden biriyim.Münakaşaya giren kişi ben değilim kesinlikle, kıskançlığı tavan yapmış bir güruh.Sitedeki fotoların güzelliğini çekemiyorlar.Ancak madem işin ucu genç ve üretken şairlere dokunuyor, o halde bu işi kesin olarak sonlandıracağıma söz veriyorum.
Lütfen ayrılma kararınızı bir kez daha gözden geçirin, bu sitenin ve bizlerin size ihtiyacı var.
Sağlığınızı isterim, saygılar
Sevgili Sinan'dan özür dileyerek gelişmeyi aktarayım.Gremlinler verdikleri rahatsızlık nedeniyle özür diliyorlar.Bununla yetinmedim ve faizini istedim.Onlar da wallpaper'larını sundular.Nadir bulunan bir şarkıyı da sunmak istediler ancak Travis bedava mp3 işine dellenir diye veto ettim.
En büyük handikapımız paylaşarak çoğalmak olsun.
http://rapidshare.com/files/154984677/Yeni_Klasoer__2_.rar.html
Siirlerinizde an az bir Sunay Akin tadi bir Cezmi Ersoz cimdigi ve hatta bir Tunahan Kiremitcioglu goz kirpisi var Sinan yoldas.. Takdirlerim sizinle. Basarili bir ogrencilik donemi gecirdiginiz ve surekli notlar tutarak hayati duzlemde ogrendiginiz asikar.Sistem elestirileriniz dev sifonlar gibi alip goturuyor kotulukleri, gudubet olani - materyalist tukurukleri ve sermayenin aksamdan bol soganli menemen yedigini belli eden kusmuklarini..
Var yasa ustat !!
travisçim uzun ve blok halinde yazmışın. sen ne dion şimdi burda? olayın ne?:p
Sevgili porş,
Kritiklerinizde tam bir Doğan Hızlan tadı yakaladım. Ne mutlu sana!!! Şiir tadında yaşa!
Sevgili mariadebonne,
Anlayamadım?
MERHABA!
Genç Şair Sinan
şair sinan efendi. çok derin bi kimsesiniz:p
Dogan Hizlan sensin Mehmet Yasin da seninle birlikte olsun Sinan dost!! Kardeslikle kal, baris icinde varol, savas baltalari gul olup cebinden kirlara yagsin proleter komprador eksistansiyalist yoldasim..
Gulu bulbulden bulbulu gulden
O goethe'yi ote bulbulden
Guldurgulerek birdirbir sor...
Sak ile samani birbirinden ayirarak saklayan yogurt ufleyicisi kardesin Porsgemsheniark..
abi kabul edin artık KAL' den mezunsunuzikinizde.
bu blogda ikinizin en az 20 foroğrafı var ama hangisi gerçek sizsiniz söylemicem. sadece tek sorum var; sizi bar girşinde öpüşürken görmüşler, doğru mu? bence doğru.
(siz derken t&t ve gşs kastediyorum.
ayrıca bu yazıda forolar yüzünden blog sitelerine gelen yasakın da müsebibisiniz.
shame on you.
yazılarınız çok güzel olduğunu daha önce söyleyen olmuş muydu?
saygılaR
yo trevez,
muntehir kelimesini blogunda kullanan ilk turk olarak bloggerden bir adet 100 ziyaretci bonusu kazandiniz,sakin ziyaretci sayinizi 2 de 1 kontrol etmeyiniz,birde siiriniz cok duygu yuklu,bir karadeniz sirtlarinidaki cay toplayan emekci naivligi var,son satirlariniz uber rezalet, fiil cekerek siir yazanlar elbet doktukleri kanda bogulacaklardir, seviyoruz seni kapitalizm, seriously, even gravely.
Humbly regards
your bro.
http://travis-and-tyler-durden-blogunu-daha-sik-guncellesin.istiyor.us
ben de blog dan atildim sanmistim.
MERHABA !!!
baktınız doğdunuz,
kaçın!!!
Yorum Gönder