22 Mayıs 2009 Cuma

BİR SÜRE YOKUM, GELİCEM SONRA...


Dünyanın önümüzdeki zaman aralığında güneş etrafındaki turlaması ve bazı kendi ekseni etrafı dönüşleri esnasında buralarda olmayacağım. Ben yokken siz de eski yazılarımı okuyup idrak edin. Öperim hepinizi. Madrugada...

See you biçız !!!

21 Mayıs 2009 Perşembe

BİR DE BU OTA BOKA TERAPİSTE GİTME SİKİ ÇIKTI BAŞIMIZA!!!



Son günlerde o kadar sık duyuyorum ki milletten. Artık herkesin bi ayağı terapistte hem de eşli çiftli.

Geçen yolda görüp kesiştiği kızla terapiste giden gördüm inanırmısınız kljashdkjhaskljd Sorunları varmış hahhaha Kız oğlanı beğenmiyormuş, oğlan da kesiyom kesiyom ama kız beni kesmiyor. Tek taraflı bir ilişki mi bu diyor. Kız da hem tanımıyom hem beğenmiyom ki seni niye kesişeyim diyor. Terapist de avel avel bunlara bakıyor sonra da bir saat oldu diyerek yazar kasa sesi çıkarıyor amın düdüğü. Kız cep telinden birine mesaj yazıyor. Oğlan kime yazıyon diye soruyor. Kız sılak mısın bea! sına ne ki diye haykırıyor. İşte görün diyor terapiste oğlan. nası da tersliyor beni diyor. Hem kesişmiyor hem de iletişim kurmuyor.

Yakında yaşam koçuna da gireriz tam olur. Gireriz ama harbiden bence. Koç 450 TL maaşla 4 çocuğa nası bakacam bi anlat hele deriz. Yaşam koçu bildiğin kurbanlık koç gibi bakıverir oracıkta. Cevab veremez yaşamın koçu. Yaşam koçuma tecavüz ettim diye eşli terapiste gider sonra bu hayvanlar demedi demeyin. Yaşam koçumu siktim diye İş Kulelerine tırmanmış intihar etmeye çalışanlar düşer bu topraklara pek yakında. Oysa o topraklar için ne biçim de kan akıttı dedelerimiz, şu geldiğimiz hale bak amına koyim.

Geçen ben de gittim terapiste. Dedim ben evimde karınca yuvalarının kapılarında bekleyip, yuvaya dönen her karıncanın ağzındaki ıvır zıvırı alıyorum. Sonra da bunların suyuna çorba yapıp içiyorum. Şimdi soruyorum size ben aşırı pinti biri miyim yoksa manyak mı? Sonuçta o ibneler benim evimdeki ıvır zıvırları toplayıp götürüyolar evlerine? Hakkım değil mi bu? Terapist cevab veremedi. Niye versin ki? Siz Cuma günü bi daha gelin dedi. Geliriz amına koyim. Cumaya kadar çorbamı içmeye devam edebilir miyim dedim. İçin dedi. Mp3 playerımla Pink Floydan Money şarkısını çalarak götüne sokasım geldi. Gelecek seans sokarım deyip kendi götüme sokup çıktım gittim dükkandan.

Saykoloji toplumu aynı yolda yürütmek için kullanılan trafik kuralları gibidir kanımca. Ama kurallara uymayanların, yoldan çıkıp başka tarafa yürüyenlerin cezası çok serttir. Yoldan çıkanı sikerler. Peki yoldan çıkanı sikmek için yolun dışına çıkmak gerekmez mi? Gerekir. So? Bye biçız...

ÇIPLAK MİTİNGCİLER VE YÜZLEŞME !!




- İşçiyiz haklıyız kazanacağız !
- Şişşt Cemil abi...
- Seksiyiz çıplağız kapanacağız !
- Şişşt Cemil abi ...
- Lan sus şaşırttın bak amcık! Ne var ?
- Bu gazeteciler hep arkadan çekiyorlar ha fotoğraf... İbneler ya !
- Önden mi çeksinler ibibik derdin ne anlamadım ki?
- Cillop götlü işçiler eylemde yazarlarsa ne olacak manşetten? Rezil oluruz Cemil abi...
- Ya kes Muhittin be! Hem sen demedin mi yarram çıplak eylem yapalım daha iyi sonuç elde ederiz diye?
- Evet Cemil abi de, ne bilim ya... Rahatsız oldum bi an... İnsan kendini çırılçıplak hisseder hani bazen?
- Lan Muhittin kafayı mı yedin olm? Hadi bağır delirtme beni. Üşüdüm zaten gidelim bi an evvel... İşçiyiz haklıyız kazanacağız!!! İşçiyiz haklıyız kazanacağız!!!
- Off ya... Ulaşmak istediğim nokta bu değildi hayat içerisinde. Yıllarca çalıştım geldiğim noktaya bak sen... Savunmasız ve çıplağım yaşam karşısında... Hayat çok acımasız Cemil... Çok doluyum Cemil ve seni seviyorum... Tenin başımı döndürüyor... Bu eylemi sırf seni daha yakından tanımak için planladım ben, her yerini görmek için. Sen de seviyor musun beni? Paylaşıyor musun ızdıraplarımı? El ele tutuşalım mı?
- İşçiyiz hakl... ???!!!!!!!!! NEY!!!!!! LAAAAAAAAAAAAAAAAAN!!!! pata küte ibne Muhittin yaktın bizi pat küt al ulan bunu da... Arkadaşlar herkes giyinsiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiin!!!!!! Patada kütede çekmeyin lan gazeteciler !!!!!!
- Vurma Cemil seviyorum seni ahhhğğğğ ya da vur vur inlesin kikiki ahğğğğ
- Lan sus!!! Bak hala!!!!!

19 Mayıs 2009 Salı

ZENCİ BASKETBOLCULARIN GAYLER GİBİ GÜLÜŞMESİ !!!


NBA izlerken hep görüyorum bunu ve özellikle benchte. Saha içindeki gülüşmeleri öyle değil yalnız. Özellikle bu zenci basketçiler benche oturdu mu bu şekil davranıyorlar. Koskoca Michael Jordan bile böyleydi lan! Bişey var o benchte. Bak misal beyaz oyuncular böyle gülüşmüyorlar valla bak. (Sanıyorum beyaz oyuncuların durgunlukları zencilerle beraber duş almalarıyla ilintili, sus pus adamlar yazık) Oysa o çikolata renkli adamlar heyyula gibiler böyle ama gidip o benche oturdular mı bişiler oluyo heriflere. Tatlı latif şakalar olunca böle boyun kırmalar, bacaam kadar ellerini çeneye doğru yakınlaştırarak sempatikleşmeler sanki böyle minicik bi deliğe girmeye çalışıyorlar gibi kafa omuz eller hepsi bi noktaya doğru sıkışıyor, elleri ile gözlerini kapatıp yine gerdan kırarak kikirdemeler, yandaki arkadaşına kulak kabartıp bi süre dinledikten sonra kafayı havlu içine kikirdiyerek saklamaç. Böle bi pıtırcıklar gibi olmalar. Omuzları yukarı doğru kaldırarak kafayı omuz başları arasında saklamaya çalışmaç. Hiç yakışıyo mu olm size!!


Ama sonra da maç içinde ayı gibi smaç yapmalar, öküzler gibi göğüs göğüse sıçrayıp çarpışmalar. Tam bunları yaparken de suratları Diablo gibi korkunç. Ama sonra gidip o benche oturunca minik prensesler gibisiniz. Bazen diyorum o benche bi gelsem ağzını yüzünüzü kırarım sizin. Kevin Garnet felan Lebron James dinlemem ağlatırım hepinizi. Ama sonra saha içinde bi görüyorum sizi ürküyorum. Ehehe çok iyi ya diyorum konuyu değiştiriyorum... : ((


Not : Bu arada gay arkadaşlarımız lütfen alınmasınlar. Gayler gibi gülüşmek kötü bişey değildir. Onu demek istemiyorum sadece o hayvanöküzlerine yakışmıyor. Ayrıca bu saha içindeki ve benchteki ikirciklerini ve takiyelerini yüzlerine vurmak istedim. Kameralara oynuyo herifler resmen! Yoksa size çok yakışıyor lan kikikik Siz gülün öle neşeli piçler sizi...


Esas not!!! : Kendimi az evvel "Olm ya Türkçe bilip blogu takip eden NBA de oynayan zenci basketbolcu varsa?" diye kendime sorular sorarken yakaladım. İnanılmaz rahatsız oldum kendimden. Kaçasım geldi. Mizah yapmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Hepsine selam ederim. saygılar, hörmetler abi : ((( ... ??????...???!!!!! Mehmet! Hidayet! Abi gözünüzü sevim : ((( Lütfen : (((

16 Mayıs 2009 Cumartesi

200 KİŞİ OLMUŞUZ LAN !!! VAY BE...

MERHABA İNTERNETÇİLER, SEVGİLİ ÇETIRLAR, MSNDE BLOKLADIKLARIM, (ÖMER ÇELAKIL) BAKKALDA CEPLERİNE BULGUR DÖKTÜKLERİM,

YAYIN HAYATIMIZA BAŞLAYALI 9 AY FELAN OLDU SANIRIM VE 200 KİŞİ OLDUK. BENCE SÜPER. BLOG DÜNYASINDA GÜMBÜR GÜMBÜR İLERLİYORUZ. NİCE 2 MİLYONLARA. 2 MİLYON KİŞİ İZLER Mİ ACABA BLOGU ALKJSHDLKJASD HAHAH 2 MİLYON KAFA BÖLE SAĞDA. TAKİP EDİYOLAR BÖLE.2 MİLYON İLGİNÇ FOTOLU KAFA. AMMA YER KAPLARLAR. YER KALMAZ LAN BLOGDA YARRAKLAR! 2 MİLYON KİŞİ İZLEMESİN BLOGU : (

HA OLM BUNDAN SONRA ÇOK FAZLA YORUMLARDA DA CEVAP YAZMICAM SİZE. ESPRİLERİM BİTİYOR. ZATEN İKİ GIDIM AKLIMIZI TOPLAYABİLİYOZ ONLAR DA YORUMLARDA ESPRİLERE GİDİYOR. BUNDAN SONRA YOK ÖLE. ULAŞILMAZ VE COOL OLUCAM. AZ YORUM YAZACAM. YAZILARA ESPRİ KALMIYOR. ÇOK SÜPER Bİ İLTİFAT FELAN GELİRSE TEŞEKKÜR EDERİM YA DA BAKTIM ORTAM SÜPER GİRERİM HEMEN YORUMLARI AMA EHEHE YA DA CİDDİ YAZIŞIRIM YORUMLARDA. KARAR VERECEM SONRADAN. (HAKTAN AKDOĞAN)

NEYSE ÇOK SICAK LAN HAVA. BYE.

NOT : EVET SİGARA. BİR SÜRÜ BALGAM SÖKÜLÜYOR. WİTH OR WİTHOUT YOU BİÇ, ALKOL ALDIĞIMDA İÇİYOM OLM 3-4 TANE : ((( YAKINDA ONLARI DA KESMEYİ BECEREBİLİRİM BELKİ. AMA ŞİMDİLİK YAPACAĞIM BİRŞEY YOK. PAVLOV MUHABBETİ. ALKOL TADI AĞZIMA GELDİĞİ ANDA PARMAKLARIM SİGARA ARIYOR. ELİME VERİYORUM. DOYMUYORUM ORDAN AĞZIMA VERİYORUM. DOYMUYORUM ORDAN CİĞERLERİME VERİYORUM. AMCIK SİGARA : (( AMA GÜNDÜZLERİ HİÇ İÇMİYORUM. O GÜN ALKOL ALMAMIŞSAM HİÇ SİGARA İÇMİYORUM. ŞİMDİLİK BÖLE. GEÇEN ARKADAŞ GELDİ EVE KUŞ MU ALDINIZ DEDİ. SENSİN KUŞ YARRAAM DEDİM, HİDDETLENDİM. ADAM ANLAMADI. SİGARAYI BIRAKTIM DEDİM. HER YERDE ONDAN ÇEKİRDEK PARÇALARI VAR DEDİM. O AN ÇOK KIZDIĞIM İÇİN CANIM SİGARA İSTEDİ. DERHAL BALKONA ÇIKIP "ATIN BENİ DENİZLERE" DİYE HAYKIRDIM MAHALLEYE. MAHALLELİNİN DELİ İBNE BAKIŞLARI ARASINDA SİGARA İÇME İSTEĞİM KAYBOLDU GİTTİ. ARKADAŞLA SOHBET ETTİK, ÇEKİRDEK ÇİNTTİK. BALKONDAN PÜFÜRT EDE EDE, KABUKLARI PÜSKÜRTE PÜSKÜRTE. MUHTARIN KAFASINA TÜKÜRÜP İÇERİ KAÇTIK EKİ EKİ EKİ. UYKU DÜZENİM BOZULDU Bİ DE KABIZ YA DA İSHAL OLUYORUM. SİNDİRİM SİSTEMİM KENDİSİNİ MODİFİYE ETMEYE ÇALIŞIYOR ŞİMDİLİK KANIMCA. UYKU OLAYI ÇOK SAÇMA AMA.

NOT : HAKTAN AKDOĞAN VE ÖMER ÇELAKIL İSİMLERİNİ BUNDAN SONRA OLUR OLMADIK YERLERE YAZACAM OLM. İNANILMAZ AMA HAKTAN AKDOĞAN İSMİ İLE BLOGA GELENLER BİRİNCİ SIRADA!!! ÖMER ÇELAKIL ÜÇÜNCÜ SIRADA. BEN İKİNCİ SIRADAYIM AMINA KOYİM. REZALETE BAK : ((( KENDİ BLOGUMDA İKİNCİ SIRADA OLMAK. "ATIN BENİ DENİZLERE!!!" BALKONA GİTTİM GELDİM...

ESKİ YAZLIK DİSKOSU AKA NEYDİ O GÜNLER...

Bizimkisi biraz yukarıda bi yerlerdeydi, denize hakim, çok rüzgar alırdı. diskomuzun yan duvarlarını oluşturan brandalar bu rüzgar yüzünden flop flop ritim tutardı oynadığımız müziklere. mükemmel rap yapardım o zamanlar, ayak hareketlerimle aklını alırdım manitaların. bazen de diskonun denize bakan tarafına gelir, rüzgarda dalgalanan saçlarımla sigaramı içerdim sakince karanlığa bakarak. yanıma bi manita gelsin de gizemli gizemli tavlarım diye. gelmezlerdi. ben de gidip dansa kaldırırdım onları. bazıları dansa da kalkmazdı mına koyim. ne geldin lan o zaman diskoya! o tip durumlarda ben zaten metalciyim olm derdim dansa kalkmayan kıza... neyse ne diyoduk. haa genelde geceleri bi bok görünmezdi karanlıktan denize bakınca diskodan. hava açık ve ay sağlam ışık verdiğinde nefis olurdu ama görüntü. Denizin üzeri böle yalpalardı ışıl ışıl.

neyse günlerden bir gün biz 3 arkadaş çakmışız biraları zurnayız. gerçi 2 bira felandır herhalde hepi topu, sarhoş olmuşuz işte, genciz o zamanlar, yaş 13 bilemedin 14. indik deniz kenarına. ay tam dolunay. disko cillop herkes görünüyo. orası ışıklı tabi. hurra atladık denize yüzüyoruz. sonra sıyırdık mayoları götümüzü sallıyoruz diskodakilere doğru hahahah nası eğleniyoz ama neyse. sonra sıkıldık denizden diskoya manita avına gittik. kızların kendi aralarında konuşmalarından önce kıllandık. noluyo dedik. “inanılmaz ama 3 tane bembeyaz göt gördük denizde az evvel” dediler. hahhaha ulan yanmışız arabın taşşaa gibi tabi, çıkmış mayonun altında kalan pamuk tenler, ampül gibi parlamış denizin ortasında karanlığın içinde bir mucize gibi hahah kahkahalar atmıştık kızların yüzüne karşı. denizgötleri sürüler halinde gezer diye iğrenç espriler yaparak, bir yandan kulaklar kızararak, ense köklerine inen sıcaklık artarak. kızlardan o zamanlar hallendiğime anlatmaya niyetlendim mevzuyu. “çılgınlığa inanır mısın?” dedim. “inanmam” dedi. ben de anlatmadım. o sırada pump up the jam çalmaya başladı, atladım piste, dağıttım ortalığı figürlerimle normal bir insan gibi...

ay dolunay, brandalar flop flop... bu gece de öpüşme olmayacağını anlayan erkekler de ayılar gibi hopluyordu yazlık disko pistinin ortasında kanter içinde, gelecek gecelere yatırım yapma amaçlı kendilerini kikirdeyerek izleyen kızlara hafif kesikler atarak. sonra babam geldi “hadi evee!” dedi amuğa koyim... görmemiş gibi yaptım onu. figürlerime deli gibi devam ettim. tam belma yı keserken kulağımda tarifsiz bir acı hissettim. “saat kaç ulan hayvan! annen uyumadı hala seni bekliyor, yürü gidiyoruz” dedi babam...

sabah kumsalda belma bana bakıp kikirdedi. derhal yanına gidip “yürüyelim mi kumsalda?” dedim. olur dedi... hava nefisti... belma ya o sene matematik hocasının anlattığı bir hikayeyi anlattım. pek ilgi göstermedi. ben de ona “metalciyim ben aslında” dedim hahahha diye güldü belma.

Akşam diskoda dans ettik belmayla sonra diskodan denize bakalım mı dedim ona. olur dedi. hava mükemmeldi, ay dolunay. elini tuttum belma'nın. seni seviyorum dedim ( hahaha lan nerden seviyon göt! ) belma da beni sevdiğini söyledi. kesin öpüşecektim bu gece. çok mutluydum... denizde iki adet göt gördüm o an, kahkahalar attım içimden...

14 Mayıs 2009 Perşembe

ISISISIS TISISISI TISAHAHAH TISISISI ISISISI : )







11 Mayıs 2009 Pazartesi

HADİSE'NİN KIYAFETİNDE EKSİK PARÇA NEDİR?



Cevap veriyorum "Türban!!" Evet türban hahha Çok ciddiyim. Türban da taksa bu kıyafet tam süper olur sana Hadise.

Uzun yıllardır bu kadar çirkin bi kıyafet görmemiştim Hadise. Sırf bu kostüm yüzünden örövizyon adlı dünyanın en iyi şarkı yarışmasında dereceye giremen. Rezalete çok yakın. Şimdi TRT diyecek ben ellemedim kıyafeti, modacın diyecek ben güzel yaptım TRT bozdu kapattı entariyi. Olan sana olacak sevgili Hadise. Herkes seni bu pille çalışarak göbek atan, 35 santimlik plastik dansöz oyuncak bebek kostümü ilen hatırlayacak yıllarca. Yazık...

YUNUSLAR VE İĞRENÇ YAŞAM TARZLARI !!!



Yunuslar kadar satılmış, ar damarı çatlamış ve sahtekar bir ırk yok bence. Amına kodumun yalakaları! Bi kere çok sıkıcı bir hayvan bu yunus. Ayrıca da salak salak kikirdiyor sürekli. Hatta Flipper diye bir mongolun da başrolde oynadığı iğrenç bir dizide de bu yunus olayını yakından izleme fırsatı bulmuştuk vakti zamanında. Sonuç olarak gördük ki gereksiz bir hayvan. Yok zeki imiş de yok insancılmış! Pöh! Amma da zeki! Suyun içinde oynaşıp duruyor, havaya zıplayıp topa burnunu çarptırıyor yok ekiekiekiekie diyerekten belinden yukarısını suyun üstünde tutup suyun üstünde yürümeye çalışıyor. O da iki-üç metre gidebiliyo ha sadece yeteneksiz mal. Sonra da sanki bi bok yapmış gibi gelip hemen balık, şeker felan istiyor yüzsüz. Amına kodumun hayvanı! Ulan biz yapsak bunu deli lan bu diye tıkarsınız anında akıl hastanesine. Ama yok o yapınca ay ne zeki ay ne şirin!

İnsancıllığına gelince. Neymiş o öyle? Kardeşim bir insan ancak insancıl olabilir. Misal siz hiç yunus komşu ister misiniz? “ Yan daireye de yunus ailesi taşındı kardeş bi görsen gece gündüz kikirdiyolar! Çok zeki ve insancıl, sevimli yaratıklar hem de. Geçenlerde yemeğe aldık 35 kilo balık yediler! Bol bol güldük sabaha kadar! “ Böyle muhabbet mi olur allasen? Hiç durmadan eğlenmek ne demek kardeşim? İnsan bazen şöyle halına üzülmek istemez mi? Varoluşsal problemlerini şöle kara kara düşünerekten, ayrımına varmak istemez mi? Yok sonar sistemleri varmış, yok aslında birbirleri ile konuşuyolarmış. Ne konuşuyolar olm? Kikiki de kikiki başka da bi bok yok. Ha bir de tekne, vapur, gemi ne görseler yanına gidip yüzüyolar bata çıka. Sonra da bakıyolar gemideki insanlara şopar gibi! Ee ne bu şimdi? Sanki denizde başka balık yok. Sanki bi tek siz yüzebiliyorsunuz? Diğer balıklar niye gelmiyo olm siz geliyosunuz? Hiç bunu düşündünüz mü lan yunuslar size sesleniyorum? Ne istiyorsunuz lan siz bizden? Açık konuşun!? Neyse…

İşi gücü oyun oynamak bu labunyaların. Ulan bir günde efendi gibi durun lan bir yerde. Kitap okuyun madem zekisiniz. Orduya katılın, su altı komando olun ya da ne bileyim Üsküdar-Beşiktaş motoru olun insanlara yardım edin madem. Ama yok işleri güçleri palyaçoluk lavukların. Ha bir de çok tatlılar muhabbeti var. Niye? Çünkü adamların ağızları mutasyona uğramış artık kikirdemekten. Sürekli eblek bir gülümseme hakim suratlarına. Bi koyacam şaplağı o olacak. Ben de tatlıyım, zekiyim olm! Baya da iyi yüzerim. Gerçi kelebeklemede o kadar iyi değilim ama yunus da gidemez kelebekleme!! Kurbağalamada azına suçarım yunusların! Fark atarım!

Sonuç olarak bu yunuslara çok yüz veriyorsunuz ey insanoğlu! Burdan uyarıyorum sizi, yakında dünyayı ele geçirebilirler tatlı tatlı. Kikirdeyerek yürür yunus orduları üzerinize o zaman da ay biz naapmışız kurtarın bizi bu kikiriklerin elinden diye de ağlamayın. Sabah akşam onları alkışlayıp, balık, şeker felan vermeniz gerekecek, bunlara da hazırlıklı olun. Diyeceğim odur ki, boyum bodurdur, yunuslar iğrenç bir budundur. Netameli günler dileriz...

NOT :Fotoğrafta bir adet yunus görüyorsunuz. Yine sik gibi gülümsüyor. Lan ne gülüyon yarram ne gülüyon!!!

8 Mayıs 2009 Cuma

YAZIKLAR OLSUN...

Geceleri uykudan uyanıp etrafa ilk kez görmüş gibi bakınmakla başlayan bir sürecin içine yine girdim. Tanıyorum. Ama yıllar olmuştu. Yok ettiğimi sandığım, içimdeki o ev yine ışıklar saçmaya başladı. Bacasından yine dumanlar çıkmaya başladı. Bahçesine dahi girmeye korktuğum ev yine hayat buldu. Etrafında gezinip gizli gizli içeri bakındığım ev, çitlerine dahi dokunamadığım. Korkudan öldüğüm. İçeride kim yaşıyor, tanıyor muyum hiç bilemediğim. Bilmekten vazgeçtiğim. Korkusuna uyuyup, tutkularımda boğulduğum. Geceleri yaşanılan. Ay ile doğrulan, güneş ile batılan ev, hayatımın özeti. Dünya hayatı ile ters düşen, kulaklarımda patlayan, özümü yoğuran, dengimi aratan, ruhuma baharat üfleyen, bana kendini uzaktan izleten. Ne yapsam da eksik kaldığımı bildiğim, ne bilsem de hiçbir faydası olmadığını bildiğim, geçmişimle geleceğimin aynı anda etrafımı çerçevelediği ve fakat asla tüm bunların içinde somut olarak yer bulamadığım bir şimdiki zaman olduğunu bildiğim o evin etrafında buldum yine kendimi. Ev soğuk, ev sıcak, ev gerçek. Gerçek olduğunu hatırladığım, bildiğim tek şey. Belki de bu yüzden tek korkum bu ev. Yalnız bu kez genç değilim. Gençken evin etrafında bahçesinden erik çalmak için soteye yatmış uygun anı bekleyen mahalleli bi genç gibi bakınırdım etrafıma. Telaşlı ve merak içerisindeydim. Heyecanlıydım. Ama bu kez büyüdüm. Ne telaşlıyım ne de meraklı. Heyecan da duymuyorum. Masum da değilim. Bu kez eve neden baktığımı bilemeyip kendimden ürküyorum. Tehlikeli biri gibi görünen benim bu kez ev değil. Korktuğum ev değil bu kez. Bu kez kendimden korkuyorum. Bu kez beni tedirgin eden ev değil kendimim. Orada ne işim var hala? Diyelim bir işim var nedir? Evle ne alıp veremediğim var? Ne istiyorum bu evden ben? Neden sürekli bu evi dikizliyorum? O kadar sinirliyim ki şu an kolumu kesip bahçesine atmak istiyorum bu orospu çocuğu evin. Şu an kolumu kesip bahçesine atsam evin kimsenin ruhu duymaz. Zira kolu kesilen benim, ruhunun duymayacağı yine ben, evin bahçesi ise kolumun sessizce düşeceği yer olur. Kolumun kesildikten sonra bedenimde kalan parçasından fışkıran kanlar artık kaçsam da benim oraya geldiğimi gösterecek, kuruyacak çünkü. Kimselere söyleyemeyeceğim ben gitmedim diye. Bu yalan diyecekler. İşte orada kurumuş senin kanın, işte bahçede durmakta olan senin kolun. İşte senin bedeninde olmayan kolun boşluğu. Kimselerden gizleyemeyeceğim bu kez. Kimseler derken kendimden demek istiyorum. ( İnsanın artık bazı şeyleri kendinden gizleyememesi en fenasıdır) Evi gizliden gizliye gözetleyemeyeceğim bu kez. En iyisi kolumu kesmemek. Ama yahu kolumu da kesmiyorsam, boynumu da kesmiyorsam bu büyümüş hallerimle hala daha utanmazca neden bu evi gözetliyorum? Ne bekliyorum? Arsız mıyım ben? Sapık mıyım ben? Bu evi neden seviyorum? Bu evden neden nefret ediyorum ? Bu ev neden bana hiç bir şey yapmıyor? Geceleri neden uyanıp duruyorum? Geceleri uyumak içindir, neden sorun çıkarıyorum kendime? Kendimle ne alıp veremediğim var benim ? Ruhuma esaslı bir tokat atmak istiyorum doğrusu. Bunu ben istiyorum. Tüm bedenimle istiyorum ruhuma tokat atmayı. Tüm ruhumla bu tokadı yemek istiyorum bedenimden. Ya da ötekinden bilemiyorum. Birilerinin bu tokadı atması gerekli görülüyor benim geceleri uyanmamam için, o eve gitmemem için, geceleri uyumak istiyorum. Bu yüzden cezalandırılmam gerekiyor. Bir daha uyanmayacaksın geceleri diyerekten okkalı bir tokat yemem gerekiyor. Ve ben o evin yakınlarına ne zaman gitmeye yeltensem o tokadın şiddetini hatırlayıp ürkmeliyim, gitmemeliyim ve hemen uykuya dönmeliyim. Nefsime hakim olmalıyım. Duvarları nefes alıyor, sobasında ben yanıyorum o evin. Bunu biliyorum, korkum bundan, bacasından tüten duman ben kokuyor. İçeri girmek istemiyorum. Bahçesine dahi adım atmak istemiyorum. Evin içinde beni sobada kim yakıyor bunu da görmek istemiyorum. Evin içindeki sobada beni yakıyorlar diyorum umurumda değil yahu düşünebiliyor musunuz? Umurumda değil diyemem de görmek istemiyorum kim yakıyor beni. Çünkü o zaman belki hiç uyumayabilirim. Evin içine girdiğimden çitin öte yanında kimin beni gözetlediğini düşünürüm bu kez. Elimde değil düşünürüm bunu. Evin içine giremem. Başıma çok daha büyük belalar açılabilir. Bu kez gündüzleri de uyuyamam. Geceleri uyuyamamaya alıştım zaten ama gündüzleri de uyuyamazsam işte o zaman halim fena. Gündüzleri uyurgezer olmaya alıştım. Gündüzleri uyumayı seviyorum. Gündüzleri seviyorum. Geceleri sevmeme nedenim o ev değil. Çünkü geceleri de seviyorum. Çünkü o evi unutalı yıllar olmuştu. Unutmak demek yok etmek demek değildir. Unutulan yok olmaz sadece unutulur. Hepi topu bir hatırlamaya bakar iş. Hatırladığın an her şey tuz buz olur. Geçmiş şimdiki zamanın ensesine patlatır tokadı. Tüm bir şimdiki zaman titrer ve kaçar. Sarsıntıdan gelecek zaman da kaçar kaybolur korkudan. Tokadı en güçlü olan geçmiştir. Ne şimdiki zaman ne de gelecek zaman. Hepsinin efendisi geçmiş zamandır. Geçmiş zaman adamın anasını siker. Hatta her adamın en az bir kez anası sikilmiştir geçmiş zamanda. Bu kesin. Benim geldiğim nokta ise geceleri uykudan uyanmak oldu. Hayırlısı olsun bakalım. Uyanırız amına koyim geceden mi korkucam! . Ama o ev tüm oyunlarımı bozdu. Daha doğrusu ben bozdum tüm oyunlarımı. Bunca yıldan sonra neden böyle oldu hiç bilemiyorum. O eve tekrar gitmemem gerekiyordu yani demek istiyorum ki yine o evi gözetlemeye başlamam hiç iyi olmadı benim için. Kendimden hiç beklemezdim böyle bir şeyi. İnsan kendini dahi tanıyamıyor demek ki bunca yıldan sonra. Yazıklar olsun…

6 Mayıs 2009 Çarşamba

AHIRKAPI HIDRELLEZ OLAYINDA HİÇ EĞLENMEDİM !!!

Selam çingen Selimler! Evet dostlarım! Rakınkok bile daha sakindi lan, o neydi öyle. Çok fazla insan vardı. (Biraz nüfus azalsın diye bana şenliklerin yerini soran ecnebi dostlarımıza "Silivri"yi tarif ettim, oraya gönderdim.) Etraf içki çeşidi, insan çeşidi, yemek çeşidi doluydu ama hepsi kuponla alınıyordu. Kupon almak için ise 2 saat kuyrukta beklemem gerekiyordu. Diyelim kuponu alabildin bu kez de 2 saat bira kuyruğu. Tüm bunları görünce mis gibi Sultanahmet yolu üzerindeki Tekel bayilerinden ya da kaldırımlarda bira satan gençlerden alırım diye düşündüm. Fekat daha sonra tuvalet sırasını gördüm ve hayatım değişti. Biradan da vazgeçtim. İşemek için 250 kişiyi bekleyemezdim doğrusu. İçmedim, yemedim, işemedim. Böle Hıdrellez mi kutlanır amına koyim? Kutlayamadım tabi. 9/8 lik oynayamadım : (((




Dikkatimi çeken konu şudur ki, çingenelerimiz Hıdrellezi daha çok sahiplenmiş gibi. Bunun nedenini düşündüm ve şunu buldum. Sosyal hayat içerisinde çok da fazla şans tanınmayan, yeterli sosyo-ekonomik güce sahip olamayan çingene dostlarımız tüm dertlerinin, hayat içersindeki taleplerinin, problemlerinin çözümünü Hıdrellez günü dilek ve istekte bulunmaya endekslemişler. Dolayısıyla sanki Hıdrellez Türkiye topraklarında çingene bayramı gibi görünmekte oysa alakası yok. Bildiğin bayram işte, baharın geliş günü, Hz Hızır ın ortamlara daldığı gün. İlyas ne onu anlayamadım yalnız. Diyorlar ki Hz Hızır ile Hz ilyas ın ismi birleşmiş Hıdrellez olmuş???? Yok ya? Hadı Hızır ın “Hı” sı ile başlıyor bayramın ismi ama İlyas nerde olm? Nası bi isim birleşmesi bu? Alakası yok. Ya da İlyas a büyük haksızlık var. Hızır ön plana çıkmaya çalışıyo. Neyse…

Hippiler vardı yine ortamda lkjahdjhaskd olm siz de ne acaip adamlarsınız ha! Nerde eğlence, nerde sorumsuzluk ordasınız neşeli piçler. Hemen de içip içip otlara yatmalar, 9/8 lik oynamalar lakjshdjkasd

Son olarak şunu belirtmeliyim ki uzun süredir bu kadar yüzü gülen insanı bir arada görmemiştim, enteresan geldi, hoşuma gitti. Thanks beybs…

5 Mayıs 2009 Salı

ÇEKİRDEĞE AÇIK MEKTUP !!!

Senin gibi besinin amına koyim ben! Maymun götüne çevirdin dudaklarımı ibne!!!
ÇOK BEĞENİYORUM SENİ : ))İKİ ELLE YİYORUM SENİ. BÖYLECE POŞETE GİDERKENKİ VAKTİ KAYBETMİYORUM. Eller piston gibi gidiyo geliyo. Şu an bi papağanı çok rahat geçerim.

Muhabbetim sıfır bu yüzden.

RAKI SOFRASINDA NE OLACAK BAKALIM : (

SİGARAYI BIRAKTIM YA DA SİGARAYA AÇIK MEKTUP !!!




2.7 gün oldu. Çekirdeğe başladım. Şu an dudaklarım Seren Serengil gibi, dilim ise Paul Stanley gibi. Kendimi garip hissetmiyorum desem yalan olur. Şu an bunları yazarken ara ara çekirdek çintiyorum. Yazılarıma ara verip çekirdek çintiyorum. Vay amuğa koyim. Düşüncelerimi kafamda sabit tutmaya çalışıyorum kaçmasınlar diye. Sonra gerisin geri yazmaya başlıyorum. Çok saçma bi hayatım oldu. Yazılarım akıcılığını yitirdi. Neyse geçer herhalde. Şimdi de açık mektup :

Sigara!! Seni çok beğeniyor ve özlüyorum. Ama seni bıraktım!!! Ağzıma almıcam bundan böyle seni!!! Karizmam biraz dağıldı gibi ama olsun. Başka türlü karizmalar bulacam kendime. Çekirdek çintme aşamasında biraz zor oluyor karizma. Neyse halledicem onu da bi şekil. Kahvenin tadı çok acaipmiş bu arada sigara. Efes de öyle. Senin yüzünden tatları değişmiş meğerse. Az evvel terledim gibi oldu. Sonra bi üşüme geldi. Nasıl günler beni bekliyor acep.

Yazacam size her gün neler başıma geldiğini bu yolda.

Not : Fotoğraf ilk sigaramı içerken komşu kızı tarafından çekilmiş : (((

4 Mayıs 2009 Pazartesi

SEVİŞMEDEN UYUMAYALIM !!!




Bence Sıla kendini geliştiremedi. Son klibini izledim, şarkının sözü bir uyarı cümlesi belki de ikaz. Otobüs şoförü gibi! İlerleyelim beyler! gibi. Trafik polisi gibi. Garip geldi bana biraz da ürktüm. Diyelim Sıla ile sevgiliyiz. Yatağa girmişiz uyucaz. Sıla bana yatakta birden diyo ki “Sevişmeden uyumayalım!” : ((( Acaip saçma. Bu lafından sonra her an başı 360 derece dönebilir Sıla’nın. Çizgili pijamamla mahalleye kaçarım. Sıla! Böyle şarkı sözü olmaz. Ultimatom gibi sevişme talebi mi olur kızım? Olmaz. Latif ol, cilveli gel, erkeklerini ürkütme. Şarkılarını düzelt. Kliplerinde vücuduna daha çok güven. Çünkü güsel : ))) Götüne güvenen şöyle gelsin gibi lafların vardı başka bi şarkında. Hesap mı vericez bundan sonra felandı. O iyiydi, o tarz takıl. Bu şarkı olmamış. Sevişmeli şarkı yapacaksan da yap. Sen bilin. Ama böyle yapma. Ya da sen sadece klip yap Sıla, şarkı yapma. Ben izlerim yani klibi, istediğin yere gelirim, götüme güveniyorum! Bye Sıla : )))

HANDE YENER VE KÜLOT OLAYI !!



Geçen kendimi düşünürken yakaladım ve bence Hande Yener kendini çok geliştirdi!!! Bu fikri ben buldum! Acaip oynuyorum şarkılarına. Fekat son klibindeki o külotları giymesin bence. Bi ara başka bi yerde de giymişti. Olmuyor Hande yakışmıyor o külotlar sana, giyme Hande! Birisi altını bağlamış gibi duruyor. Extralarge Prima gibi olmuş. (Tamam biliyorum Madonna hayranısın ama bırak Madonna gezsin külotla. Sana olmuyor. Kadının yazık fındık kadar götü kalmış zaten spor yapmaktan. Dayım gibi vücudu var Madonnanın.) Hande Yener geçen sene de bi klipte götüyle direksiyon kullanıyordu. Bi arkadaş denedi kaza yaptı. Götüne girdi direksiyon : ((( Yapma Hande, kliplerin çok zararlı bence, zararlı klip çekme. Kuvette şınav çekiyodun bak bi ara şimdi hatırladım. Ne kadar zararlı ıslak zeminde şınav! Üzerinde yine o külotlardan vardı. Altın bağlanmış gibi kuvette, elin bi kaysa ağzın yüzün ters mers olur!! Güzelsin, seksisin, sesin güsel, kendini geliştirdin ama o külotlardan giyme. Ya da illa kilot giyecem diyosan başka kilotlardan giy. Bye Hande :)))