Son yıllarda eksiksizce beğendiğim nadir yapımlardan. Genelde orası iyidir burası kötüdür, şurası olmuştur burası eksiktir diye hissederim film izlerken. Lakin The Fall kesinlikle olmuş, herşey olması gerektiği kadar zerk edilmiş. The Fountain ve El Laberinto Del Fauno filmlerinin kesişimi gibi birşey. Üstüne üstlük The Cell filminin görsel şovuna da hakim hatta başhakim. Çok sevdim. Müthiş bi film. Saygılar Tarsem Singh!! Kardeşine de selamlar. Yaşasın Dublörlerin Dilemmaları!!!
Not : Pıtırcık tombalak kızımızın "Indian" yanlış anlaması da mükemmele çok yakın...
26 yorum:
Ben o pıtırcık Alexandria'nın ağzını burnunu gözünü yemek istedim [iyi mânâda] film boyunca! ;o)
Gugli Gugli Gugli
tablo gibi film
ben de the rise and FALL of ziggy stardust and the spiders from mars'ı çok beğenirim mesela... onda da fall geçiyo... ordan şeyettim...
Sevgili headcleaner,
Hadi "The man who fell to earth" desen anlardım ama bunu anlayamam!!! Nalakası var!
Saygılar,
t&t
bilader torrent linkini felan verseydin de emeğe saygımız olaydı. bu durumda olmaz.
ben bu filmi "aman da biçim, atmosfer, fantazi" diye diye üzerinde fazla uğraşıldığı için zıçılmış olarak görüyorum. yarattığı dünyaya giremiyor, aksine yabancılaşıyorsun valla. biçim hikayenin önüne geçiyor zira aslında o kadar da uzatılacak bir hikaye yok. mecburiyet yani. tarsem singh arkadaşımız reklam filmi ve klip çekmeye devam etmesini salık veririm.
Bu hanıma haddini bildiriniz!!
haddi bakalım!
Hımmm... kimse cevab verememiş demek ki vaziyet hanım haklı, film zıçmık gibi ya da benim blogumu kimse takip etmiiii : (((
bak gel anlaşalım, film olarak kötü, plastik olarak güzel. orta yol? nasıl? bak ben takip ediyorum senin blogunu ayrıca. fanıyım, hastasıyım!
Sevgili vaziyet,
Blogumu böylesine güzel öven birine nasıl hayır derim? Dimem! Deal! Çünkü övgüleri çok beğeniyorum yergiler bizden uzak olsun. Ama yapıcı yergiler belki fena değil bilemem. Hülasa bence de güzel bi filmdi.
Saygılar,
t&t
Not : Övgüler bana yergiler size ey blogumu takip etmeyenler!
sevgili t&t,
simdi de elvis costello bu blog ve takipcileri icin soyluyor.
' after the fall '
viski icmek serbesttir.
(bir küçük noktada spoiler olabilir)
t&t ile fikir ayrılığına düşmekten haz etmesem de, vaziyet'e katılmamak elde değil. Görsel açıdan fazlasıyla kuvvetli olmasına rağmen, öyküsünde bir sakalet var sanki. Böyle masalsı temalar, düşsel imge şeysileri filan hoş, ama öykü bir masaldan beklenen biçimde derli toplu değil. Ben böyle bir filmin örneğin Narnia'daki gibi bir döngüsel yapısı ve şiirsel adalet içeren bir öyküsü olmasını isterdim. Şimdiki haliyle daha çok bir trip'i andırıyor. İçinde Ayasofya olan tüm filmlere karşı kalbimde hassas bir nokta da olsa (Ayasofya'yı bağlamından kopartmayan ve hatta güzelim kubbesinden ceset sarkıtmayanlara karşı ise bu yumuşaklık kalbimin tüm sathına yayılıyor), keşke bu görselliğin bir altmetni olsaydı dememek elimde değil. Gerçi çocukların rol aldığı, sözümona çocuksu-masalsı öyküleri olan filmler insana sağ gösterip sol vurabiliyor; keza Pan's Labyrinth'in olumsuz etkilerini daha üzerimden atabilmiş değilim.
altın oranın olduğu film galiba
the fountain var, the cell var, panın labirenti var.
yani bu filmi izlerken bu yukarıdaki filmler aklımda beliriyordu demek bundanmış.ben sadece the fountain çağrışmıştım endireğinden.
neyse teşekkürler eti.
Sevgili mybraveface,
Pazar günleri alkol almaya karşıyım prensip olarak ama yarın viskimi içecem.
Sevgili aleppod,
Şahsi fikrim filmin senaryosu da altmetni de olması gerektiği kadar var lakin görselliği o kadar güçlü ki sanki bunlar yokmuş gibi algılanıyor. Altmetin yahut göndermelerlen ilgili bi ton şey idmb miydi neydi o sitede var. Hani şu encük cincik filmlerin herşeyinin olduğu yer. İnsanlar orda filmleri puanlarına göre beğeniyo hani. imdb miydi yoksa? neyse. Bence çoh güsel film the fall ehehhe : )
Sevgili pudra,
Geçenlerde bi yerde altın oran diye bir şeyin olmadığını okudum. Biz insanlar uydurmuşuz o oranı. Öyle yazmışım yani zamanın birinde günlüğüme .
Saygılar,
t&t
sevgili travis ve tyler, bu fikir değiştirip durmalar kendi aranızda bir türlü anlaşamamanızdan kaynaklanıyor sanırım. film olarak iyi bir film değil, sadece görsel olarak iyi konusunda anlaşmış idik hani?! aleppod sanırım "görselliğin altını metinle doldursalarmış" demek üzereymiş. şunu kabul etmek gerekir ki, önce tekst gelir, gerisi fasa ve de fisodur.
ohoooo ille alakalı bişey mi yazcaz? zormuş!
sinema en çok görselliğiyle önde olması gereken bir sanat bence. bu yönetmenimiz de görsellikten vurmak istemiş seyirciyi. bugun bir sinema seminerindeydim. semir aslanyurek vardı. dedi ki, karşınızdaki insana filmi sanki o sizin dilinizi bilmiyormuş gibi anlatın. diyaloglardan çok görüntü konuşsun. belki de anlamsız bir ruya alemi yaratmak istemiştir yönetmen. tek derdi biçimdir belki de
maalesef burada bir hata işleniyor. teksti sadece "dil" olarak anlama hatasına düşmeyiniz. yönetmenin bu filmde derdi biçim olsaydı başka bir türde film çekerdi. aynı noktadan devam edersek bir filmde hiç diyalog olmayabiir ve fekat filmin bir teksti ve anlattığı bir olay vardır değil mi efendim?
Şu an duygusal anlar yaşıyorum. Aynı zamanda gönençliyim çünkü blogumda ilk entelektüel tartışma yaşanıyor.
Sweeeeeeeeeeeeeet : ))))))))))
teessüf ederim! bir daha da yorum yazarsam yedi olsun!
azıcık entel olabildiysem ne mutlu bana. arz ederim
Haydaaa???!!!
Düzeyli olmak can mı sıkıcı? Anlamadım ki? Her ikinizi de anlamadım.
Yine duygusal anlar yaşadım. Moleküllerim teyakkuzda : ((((
problem yok. can sıkıcı niye olsun. hormonlardan o. bazı dönemlerde hepimizde oluyor duygusallık
kimin canı sıkıldı ki ben anlamadım?
tam pipomu yakarken kestiniz tartışmayı ama :(((
vaziyet'e katılmıyorum yalnız. bu filmde bir tekst var. bu filmde çok güzel, çok naif bir hikaye var.
Yorum Gönder