16 Kasım 2008 Pazar

İSTİNYE PARKTA TAVUKLU PİLAV BİLE YİYEMEDİM!!!


Dün akşam İstanbul’un sikik alışveriş merkezlerinden İstinye Park’a gittim ilk kez. Amacım Saray Muhallebicisinde tavuklu pilav yemekti. Çok güzel yapıyorlar çünkü. Yoğurtları da çok güsel.




İçeri girer girmez sevgili Harun Erdenay’ı gördüm. Tek başına etrafa bakınıyordu. Sanki birini bekliyor gibiydi. Sonra alt kata inip, yürümeye başladım. İleride İbrahim Kutluay ve sevgili eşi Demet Şener’i gördüm. İbrahim’in kulağında cep telefonu, etrafına bakınıyordu sürekli. Belli ki buluşacakları kişiyi arıyor fakat buluşacakları kişi telefonunu duymuyor ve açmıyordu. Dedim kesin Harunla buluşacaklar, onu arıyor : ))) Ama İstinye Park dinozor mezarlığı büyüklüğünde olduğu için bulamıyorlar birbirlerini. Derhal yanlarına sokulup, gülümseyerek İbrahim Kutluay’a yaklaştım. “Harunu mu arıyorsun?” dedim. Demet Şener de ben İbrahimle konuştum diye onu tanıdığımı düşünüp bana gülümsedi, ben de ona gülümseyip “Merhaba Demet Şener” dedim. Bu sırada İbrahim Kutluay bana anlamsızca bakıyordu. Ben tekrar “Harunu arıyorsun di mi? Ben yerini biliyorum” dedim.” Harun kim?” dedi. “Erdenay” dedim yine gülümsedim. “Hayır” dedi. İşte bunu hiç beklemiyordum. Gülümsememi sabit tutmakta zorlanıyor, İbrahimle sohbete devam etmekte güçlük çekiyordum. Ellerimi ceplerime sokup, “Demin yukarıda Harun Erdenayı gördüm, o da seni arıyordu da ondan sordum” dedim. Niye böyle bir şey dediğimi hiç anlayamadım. Birden şaşırarak “Gerçekten mi ?! Dur arayayım bakim Harunu” deyip cep telefonundan bi numara çevirmeye başlayınca ben “iyi günler” deyip arkamı dönüp koşmaya başladım.


Üst kata çıktığımda Harun Erdenayı yine gördüm. Kan ter içinde kalmıştım. Cep telefonuyla konuşuyordu. Ben de hemen onun yanındaki mağazanın vitrinine bakar gibi yapıp, dinlemeye başladım. Nefes nefeseydim. “ Yok be abi, ben bizim Orhun Ene ile buluşmaya geldim… Alla alla ben kimseyle konuşmadım ki burda?... Nasıl biriydi? Hımmm öle birini tanımıyorum abi ben... Anladım ah ah ah. Yarım akıllıdır belki ah ah ah… Ama istiyorsanız siz de gelin, hep beraber otururuz… Tamam abi görüşürüz. Demet’e de çok selam. “ Harun Erdenay telefonunu kapatıp kafasını salladı garip garip gülümseyerek. Arkasını döndüğünde göz göze geldik. Çok terliyordum. Gözlerim belermişti. “Merhaba Harun” dedim. Gülümsedim. “Bi imza verir misin?” derken ben, o bana cevap vermeden yanımdan geçti gitti. Arkasından “ Löbron James çok iyi ama asla bir Maykıl Jordan olamaz bence” diye bağırdım. Alt kata inen yürüyen merdivende ilk önce beli daha sonra omuzları en sonunda da kafası görüş alanımdan çıktı.


Tekrar vitrine dönüp, alıcı gözlerle bakar gibi yaptım, moralim bozulmuştu. İçerdeki tezgahtar kızlar bana bakıp gülüyordu. Ben de onlara gülümsedim, bu kez kahkaha atmaya başladılar. Kadın iç çamaşırı dükkanının vitrinine bir süre daha avel avel baktıktan sonra eve dönmeye karar verdim. Alt kata baktım. Harun Erdenay İbrahim Kutluay ile konuşuyor hep beraber kahkahalar atıyorlardı. Tam o sıra Demet Şener beni onları izlerken gördü ve beni onlara işaret etti. Hep beraber bana dönüp baktılar. Göz göze gelir gelmez ardıma bakmadan deparı koyup, koşarak çıktım İstinye Parktan. Tavuklu pilav yiyemedim…

9 yorum:

Adsız dedi ki...

sevgili t&t,

ben de olsam ayni hareketleri yapardim. uzulme dostum. demet sener in o en son bakislarini da tahmin ettim. kacmakla en dogrusunu yapmissin.

Murat Emre Kervancılar dedi ki...

aslında demet tam sana gülerken, ibrahim'e. "ibrahim söylemeyeyim diyorum ama, galiba senin hanım bana halleniyor; gülücükler falan" dedikten sonra atacaktın deparı.

olduğun yerde dursan da sana ulaşmaları 6 saat sürer istinye park'ta.

Kriptograf dedi ki...

Harun biraz dikkatsiz bir arkadaşmış :) İmza istediğin zaman "demek sendin ha" deyip sana doğru depar atmamış, anlamamış yani sen olduğunu ama bu hikayenin sofistike havasına bu giderdi be...

Adsız dedi ki...

Semantik bir Hrundi V. Bakhshi tadi yakaladim. Hrundi'yi gecenlerde yaladigimda aldigim tadin aynisini senin bu hikayeyi okudugumda yaladigim semantik ekrandan aldim. Dilim emre'ye de bulasti.. Klavye salya doldu sanki ve ekranda necefli masrapa var..

Bu bana Moskova deplasmanina gitmek uzere havalaanina gelmis sohbet eden Ismet Badem, Murat Muratanoglu, Esat Yilmaer ve Efe Aydan'i gorup yanlarina gittigim ve ""Mac aksam saat kacta? "" diye sorarak sirittigim o karli Istanbul gununu hatirlatti.

Edebiyat ve koreografiyle kal ..!

Adsız dedi ki...

Tavuklu pilavin bittigi yer !!!

Burçe dedi ki...

çok yazık.

ne ben olabildim ne de başkası dedi ki...

tavuklu pilav çekti canım şimdi. tavuklu pilava doğru kaçsaydın keşke:)))

indian dedi ki...

güzel hikaye

Unknown dedi ki...

harun imza vermemezlik yapmaz ama ya:D