12 Ocak 2010 Salı

AVM LERİ DİNLİYORUM GÖZLERİM KAPALI...


AVM leri dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir % 30 indirim başlıyor
Yavaş yavaş satın alıyorMüdürler, müdür yardımcıları;
Uzaklarda, çok uzaklarda,Starbucksların hiç durmayan isim çağırmaları
AVM leri dinliyorum, gözlerim kapalı
.
.
AVM leri dinliyorum, gözlerim kapalı
% 50 indirimler geçiyor, derken
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık ortadirekler iniyor mağazalara.
%70 indirimler geliyor dalyanlardan
İşçiler kımıl kımıl artık, memurlar, emekçiler.
Bir kadının Nine West’e giriyor 36 numara nasırlı ayakları
AVM leri dinliyorum, gözlerim kapalı
.
.
AVM leri dinliyorum, gözlerim kapalı
Serin serin Kanyon
Cıvıl cıvıl İstinye Park
Mini etekli kadınlar dolu dükkanlar
Pos makinalarının sesleri geliyor kasalardan
Güzelim indirim rüzgarında emekçi kokuları
AVM leri dinliyorum, gözlerim kapalı
.
.
AVM leri dinliyorum, gözlerim kapalı
Başımda eski Nişantaşının sarhoşluğu
Loş sokak mağazalarıyla
Dinmiş vahşi kapitalizmin lodoslarının uğultusu içinde
AVM leri dinliyorum, gözlerim kapalı
.
.
AVM leri dinliyorum, gözlerim kapalı
Bir alışveriş duayeni geçiyor önümüzden
Ellerinde çeşit çeşit markalarla dolu çantalar
Bi kafası görünüyor çantaların ardında
Küfürler, şarkılar, hip hoplar, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere
Bir ürün olmalı
AVM leri dinliyorum, gözlerim kapalı
.
.
AVM leri dinliyorum, gözlerim kapalı
7 parça ürün çırpınıyor ellerimde
Alnım sıcak mı, değil mi, biliyorum
2 saattir kasada sıra bekliyorum tansiyonum düştü.
Satın aldığım ürünlerin modası geçmek mi üzere,
Dudaklarım ıslak mı, değil mi, biliyorum
Beyaz bir kasa doğuyor önümdeki müşteri de gidince
Kalbimin vuruşundan anlıyorum,
Sıra bana geliyor.
AVM leri dinliyorum.

Not : Merhaba şiirle golden şat yapan kapitalizm düşmanları! Şiirlerin içindeki sessiz harflerle en güzel hülyalara sürünen, sesli harflerle coşkulu sesler çıkaran mahluklar, emperyalizmin tek dişi kalmış ensesine bir at başı gibi sokulup tokadı yapıştıranlar! Ben geldim. Ve gelmemle şiirimin sizleri yerle bir etmesi an meselesi oldu. Hercü merç olmuş insan yığınlarına elimi uzatmak adına şiirimin açıklamasına geçelim. Bu şiirimde yine her zaman olduğu gibi üzerimize bir karabulut gibi çökmüş olan alışveriş çılgınlığıyla savaştım. Yer yer yenilmek üzere gibi görünsem de galibiyet yine emekçilerin oldu. Şiirlerimde bu duygusal gelgitleri yaşamayı ve yaşatmayı çok seviyorum. % 70 gibisi yok. Şiirimin en çığır açıcı dizesini seçmekte ise zorlanmakla birlikte, elimde olmadan 17 inci dizemi seçiyorum. 17 inci dizem bence resmen bir çığır. Artık şiir eskisi gibi olamaz çünkü 17 inci dizem yazıldı artık. 17 inci dizemin karşısına İsrail başbakanı otursa ancak bir taburede oturuyor hissiyle oturur hatta yere oturur bağdaş kurar, şaplak çalıp türkü söyler. “Cıvıl cıvıl İstinye Park” bu dize çok eklektik ve döngüsel. Kendi başını yiyen bir çıyan. Ve bu çıyanı sizin için ellerime alıp tek tek çözümleyeceğim. “Cıvıl” kendi başına zaten enerjik bi kelime. İçinde naiflik ve serzeniş barındırıyor. İkileme yaptım ki daha da enerjik olsun. Çünkü bir devrim ancak “cıvıl cıvıl” olabilir ya da doğa. Burada ne demek istediğimi anlamayanlar kahrolsunlar. Çünkü insan doğasına en yakışan devrimdir dostlarım. Bir emekçinin nesi var 2 emekçinin sesi var ve bu ses cıvıl cıvıldan başkası değildir. Bu sesler genelde 1 Mayıs meydanlarında ya da çeşitli hak taleplerinde tüm emekçilerimizin minik sevimli ses tellerinden ovalara yayılır. Bu muhteşem dizenin içinde bir adım daha atınca karşımıza “Cıvıl cıvıl İstinye” çıkıyor. İşte düşünün dostlarım daha o zamanlar kapitalizm yoktu. Ağaç vardı sincap vardı kuş vardı. Cırcır böceği vardı ve bunların hepsi İstinye’nin muhteşem doğasında yaşıyordu. İstinye bir zamanlar botanik parktı. (Korkunçtur yalnızlığımız, bir oyun oynanır oyalanırız, orman değiliz artık, milli parkız.) Ve bu doğal İstinyenin içinde doğaldır ki bu canlılar yaşarken sesler çıkarırdı. Ve bu toplu ses cıvıl cıvıldır. Cıvıl cıvıl İstinye. Bu betim beni bitirdi : ((( Doğanın bu muhteşem minik canlılarının armonisinden, emekçilerin seslerine gönderme. Mamafih mola vermenin, üzüntülere gark olmanın sırası değil zira dize incelemeyi bitirmek durumundayım. Ve muhteşem final : “Cıvıl cıvıl İstinye Park”. Park ne demek a dostlar? Park şehir içlerindeki doğal hayatın simulasyon alanlarıdır. Kente sıkışmış, yabancılaşmış kentsoyluların (d)evrim öncesi hayatlarını bir nebze de olsa soluyabildikleri minik alanlar. Misal Central Park. Ve evet dostlarım kimse unutmasın ki İstinye Park denilen bu devasa kütle, kapitalizmin motorlarından biri olan bu heyyula yapıyı minik elleriyle binlerce emekçi amele inşa etmiştir. Kimisinin teri kimisinin gözyaşları harç olmuştur şapına betonuna. Hazır beton emekçileri yok sayan bir zihniyet. Alçıpan ve hazır betonlara hayır diyoruz yeri gelmişken. Mala gibi yar olmaz. Çünkü hepimizin gideceği yer güneydeki küçük bir balıkçı kasabasıdır. Ve orada işte kerpiçten evimize yama yapmak için maladan başka bir şey ihtiyaç duymayacağız. İşimiz bitince espressolarımızı yudumlayıp denize bakıp gülümseyeceğiz. That was a good life deriz belki kim bilir. Hoşçakalın sevgili şiirin memelerine yumulmuş primitif varlıklar. İyi emin, iyi emin ki güçlenin. Şiirin meyvelerini kaçırmayın. Isırın hoyratlar, koparın o memeleri. Koparın ki aç kalın gözü dönmüş sapıklar. Şiirden bi haber gerzek orduları ölün geberin açlık içinde, kendi kusmuğunuz içinde, başı koparılmış altın yumurtlayan tavuğun cansız bedeni elinizde!! Merhaba !

8 yorum:

(Süper)Cem dedi ki...

hell yes!

Unknown dedi ki...

TÜRKİYENIN BOŞTA GEZER SAYISINI ARTIRMAKTAN BAŞKA BİR İŞİ OLMAYAN
BİRİSİ OLARAK KENDİME NE YAPABİLİRIM DİYE SORDUM HAH DEDİM
BLOĞUMDA ŞİİR YAZABİLİRIM VE YAZMAYA ÇALIŞIRKEN 17.DİZENIN YAZILDIĞI HABERINI ALDIM VE YERDE SÜRÜNEN BİRİSİOLARAKTA ÇOK YÜKSEKTEN
DÜŞTÜĞÜMÜ SÖYLEYEBİLİRİM
KAHROLSUN 17.DİZE

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

Sanatınla adeta beni bir o duvara bir diğer duvara çarptın ve bir martının gözlerindeki tumturaklı yosun kokusunda kayboldum adeta.
Yaradan şahidim olsun... Şu gün bir şekil Pelin Batu'ya dönüşsem. Hani o eski dandik tv filmindeki gibi onla ruhlarımız yer değiştirse. İlk çıktığım programlarda elimde kapağı taze fasulye desenli bir moleskine'den bu şiirin bir kısmını okur ve ellerimi dizlerime vurarak hıçkırıklarla ağlardım. Çünkü Pelin Batu'ydum. Çünkü tarihin ve sanatın dostuydum. Ruhlarımız yer değiştirdi diye ona lümpen sohbetler yaptıramazdım. Onun çizgisini korurdum.
Hay çizgisini koruduğum Pelin Batu'su...

Travis and Tyler Durden dedi ki...

Abboooov Hüseyin Usta !!!

Sevgili cornelius,

Ne zaman ki Pelin Batu ya dönüştün bana gel sen. tartışırız bu konuy. Pelin Batu olunca bana gel.

Şiir dünyanın bel fıtığıdır...

Sevgiler,
GŞS

Chopartypical dedi ki...

AVM lerde yanar
Hemde nasıl yanar
paramız yoksa eğer
kredi kartı var.

dilemma dedi ki...

standart :))

Adsız dedi ki...

Hi!
You may probably be very interested to know how one can make real money on investments.
There is no initial capital needed.
You may commense earning with a sum that usually goes
on daily food, that's 20-100 dollars.
I have been participating in one company's work for several years,
and I'm ready to share my secrets at my blog.

Please visit blog and send me private message to get the info.

P.S. I earn 1000-2000 per daily now.

[url=http://theinvestblog.com] Online investment blog[/url]