29 Ocak 2009 Perşembe

LASTİĞİ GEVŞEK AŞÖRTMEN


O gün odamda oturmuş hem Afrika savanalarını hem de NBA oyuncularını düşünüyordum. Hayatlarına imrenerek bakıyordum. Bir de kendi odama baktım ve hatta kalkıp aynada kendi halime baktım. Üzerimde beyaz bi fanila, altımda lastiği gevşek aşörtmenim, çelimsiz ve dövmesiz bir beden. “Ne kadar da NBA hayatından uzak bir kimseyim” dedim. Ve derhal tüm bu gidişata son vermeye karar verip, koridora çıktım.

Mutfağa vardığımda patatesleri bulmakta hiç güçlük çekmedim. Bir geyik yavrusunu gözü kapalı bulan bir leopar kadar kendimden emin ve kusursuzdum. Patatesleri derhal ikiye kestim. Patates baskısı yaparak vücudumun her yerine dövme yapacaktım. Çünkü eğer bir NBA oyuncusu olmak istiyorsam dövmem olmak zorunda idi. Bu arada kaslarımın da olması gerektiğini hatırlayıp mutfak masasını 6-7 kere kaldırıp indirdim. Zorlanmaya başladığımı hissettim ama durmadım. 4-5 kez daha kaldırıp indirdim. Son kaldırmamda dengemi kaybettim. Masa devrildi. Ortalık cam kırıkları, reçeller, ekmek parçaları ile doldu. Bacak kaslarımı da 7-8 kere sıkıp gevşek bıraktım. Patateslerimi alıp çıktım mutfaktan. Doğruca annemlerin yatak odasına gittim.

Artık tüm malzemelerim elimde, odamdaydım. Bastım mürekkebi patates baskılarıma. Soyundum. Her yerime dövme yaptım. Saçımı örmeye çalıştım ama olmadı. O yüzden dazlak bir zenci basketçi olmaya karar verdim. Saçımı traş ettim. Mis gibi oldum. Rahmetli nenemin damağını yani dişliğini de ağzıma taktım. Dövmelerim, saçım ve dişliğimle mükemmel olmuştum. Allen Iverson dan tek eksiğim derimin rengi idi ki onu da birazdan halledecektim. Başımdan aşşa mürekkebi boca ettim. Gözlerim ve dişlerim parıldıyordu. Gülümsedim. Babamın takım elbisesini giydim. Dedemin şapkasını taktım kafama. Mp3 çalarımı da kulağıma taktım. Maça çıkmak için soyunma odasına doğru ilerleyen Lebron James ten farkım yoktu. Koridora çıktım.


Hakemin çığlığı kulağımdaki 50 cent i bile bastırmıştı. Beni koridorda üzerime 4 beden büyük gelen babamına takım elbisesiyle, dedemin şapkasıyla, boynumda kendisine ait uzun uzun kolyelerle, yüzüm simsiyah ve ağzımda nenemin dişleri ile görünce bayıldı. “Relax refrii” dedim “Maça çıkıyoruz ve triple double kesin yapacam” dedim. Ve derhal daha önceden babamın takım elbisesinin pantolonun yanlarını kesip 404 ile yapıştırdığım bölgelerden tutup çektim, yandan çıt çıtlı aşörtmenler gibi. Çıkarıp attım bi kenara takım elbiseyi aynı Michael Jordan gibi. Babamın gözleri belerdi. Üzerimde uzun dizlerime kadar inen şortum ve üzerine 23 yazdığım fanilamla kalmıştım. Kaslarımı sıkıp, kollarımı da göğsümde kavuşturup yan durarak bir süre bekledim. Bedenimdeki dövmeler ile hakkaten etkileyiciydim. Babamın dövmelerime hayran hayran bakışını izledim. Artık maç zamanıydı. “I love this game” diye haykırıp minimal kalça hareketleri ile oynadım. Bir yılan gibi kıvrılıp smaçları vurasım vardı. Derhal babama doğru yürüyüp poposuna sevecen bi şaplak attım ve sağ yumruğumla kalbimin üzerine 5-6 kere vurdum. Babamla göğüs göğüse çarpışmak için 3-4 adım geriye gidip koşarak, uçarak ona doğru harekete geçtim. Babam yerde baygın yatan annemi bırakıp, bir atmaca çevikliğinde bana havadayken okkalı bi tokat attı. Babam bana adeta Federer gibi vurmuştu, ben de patlamış bir tenis topu gibi savrulduğum yere yığılmıştım. Nenemin dişleri ağzımdan uçtu gitti. “Baba bu bi kasti faul. 2 serbest atış ve oyuna yandan biz başlıcaz” dedim. Elimle de mola işareti yapıp anneme baktım. Bençe oturup zenci kankalarımla kikirdeşip gülmek istiyordum çünkü.



Annem kendine gelmiş bu kez “Bu mutfağın hali ne!!” diye ağlarken ben kızgınlıkla ve haksızlığa uğramış bir tonda “Anne sabahtan beri mola istiyorum görmüyosun ya!!! Ne biçim hakemsin” diye bağırıp, soyunma odama doğru depara kalktım. Babam arkamdan bi bizon sürüsü gibi gürültüler çıkararak koşmaya başladığında, odama girmiş, kapımı kilitlemiştim. Babam kapıyı yumruklarken, ben çoktan kulağıma mp3 playerımı takmış yerde, 50 cent eşliğinde hip hop hareketleri yapıyordum. Yerde sırtımın üzerinde tortop olmuş dönerken kafamı yatağa çarpıp, bayıldım...

15 yorum:

b. dedi ki...

işte en sevdiğim seri is back!!!

bir kaç sorum var;
*hangi nba takımında ve hangi mevkide oynamaktaydınız?
*önce mürekkeple patates baskısı yapıp sonra mürekkebi başınızdan aşağı boca edeceğinize önce mürekkebi boca edip sonra patatesleri bassaydınız dövmeleriniz görünür olmaz mıydı?
*heder olan reçel ne reçeliydi?

saygılar..

saygılar..

gerisi önemli değil... dedi ki...

ben dövmeleri merak ettim. patateslerin üzerine ne çizmiştiniz?!

rodman ından da görüleceği üzere meme uçlarınıza da piercing taktınız mı?!

Emre A dedi ki...

sdlkfjsdklfsdkjlfsjlksdjklfsdlkjfsdlkjsdljksdljkfsdlkjfsdlkfsdjfklsdjflksdfjsldkfjlk

özlemişiz ya yardı attı sdlkfjsklfsjdklfslkklsdjfjslkdflskdfjlksdfjlksdlksdksldkfjsklflk

Witchie of Stars dedi ki...

Son zamanlarda kendi yazdıklarım dahil uzun olan hiçbişiyi okuyamıyorum, ha nasıl yazıyosun dersen onu ben de bilmiyorum. Ama bu yazı bugünlerde satırlarını atlamadan okuduğum en uzun ve en eğlendiğim yazı olarak 2009 yılının Ocak ayı arşivine eklenmiş bulunmakta. Ne diyim ki: Süpersin!

indian dedi ki...

Defens şak şak şak defens şak şak şak defenzz .

Travis and Tyler Durden dedi ki...

Sevgili vaziyet,

*Bursa Peaches! Guard

*5 kilo mürekkep değil zair döktüğüm! Sadece kafama ve yüzüme isabet ettirdim. Gerisi de ılık ılık fanilama aktı zati. Takım elbiseyi akabinde giyince o da çekti hafif. Dövmelerim kollarımda kusursuz kaldı!

*İncir!

Sevgili gerisi önemli değil,

Çeşitli saykodelik çalışmalar yaptım soyut ve kasvetli figürler yonttum.

Aslında denedim çengelli iğne batırmayı ama vazgeçtim sonra çünkü çok acıdı.


Sevgili radioheadbanger,

alksjhdlkajshdlkjdasd eywallah


Sevgili Witchie of Stars,

Teşekkürler. Nice uzun okumalara : )


Sevgili indian,

Yanlış anlama ama şu an süvari boruları öttürüyorum burada! Dattiri dat dat dattiri dat dat dattiri dat dat daaaaaat daaaat


Saygılar,
t&t

Jondaff dedi ki...

sevgili t&t (ya da lga)
takım seçiminiz mükemmel. bursa peaches! rulez!
bu babadan yenen tokatlar beni hüzünlendiriyor. yine söylüyorum, anne ikide bir bayılıp sıvışmasa, baba bir şey yapamayacak bu çocuğa. annenin blockunda problem var, babanın drivelarına karşılık verememiş. ahah ancak bu kadar sallanır terimler

kaba şimşek dedi ki...

şu seri başladığından beri inönü stadında ne zaman batuhan'ı görsem kırkırdıyordum kendi kendime. kıkırdamak evet. ne kadar mikemmel bir eylem değil mi? neyse, ne diyordum? hah, batuhan'ı kiraladılar da rahatladım valla lan. ne o öyle gey gibi kıkırdamak falan?! ne iğrenç bişey lan bu kıkırdamak! icat edenin allah cezasını versin!!!!1

sayın travis hazır sizi yakalamışken, şu bençte muntazaman geyleşen arkadaşlara hadlerini bildirdiğiniz yazı nerelerdedir diye sorsam?

Travis and Tyler Durden dedi ki...

Sevgili Jondaff,

Önemli olan yaşamaktır, tokat dediğin nedir? Fıss


Sevgili kıkırdak kaba şimşek,

Evde o. Akşama da onu basacam çünkü yeri geldi.

Saygılar,
t&t

Adsız dedi ki...

sevgili lga,

bu seriyi cok ozlemisim, dondugune cok sevindim.

ev ici nba ortami kuruldugunda, pota isini nasil yaptiniz kuzum? ona pek deginmemissiniz? her yer mi potaydi ya da?

saygilar.

Travis and Tyler Durden dedi ki...

Sevgili mybraveface,

NBA ortamının sadece anlattığım kadarına vakıf olabilir kanımca LGA. İşin pota kısmı biraz saçma olmaz mı? : )))Herşey tam süper de pota saçma olacak di mi? ehehhe

Saygılar,
t&t

VincentVega dedi ki...

durden ve travis burun deliklerini nasıl genişlettin ? ne soktun da richard dawkins moduna getirdin afedersin ((:

Travis and Tyler Durden dedi ki...

Sevgili VincentVega,

Benim burun deliklerim zaten öyle.

Saygılar,
t&t

Unknown dedi ki...

hakemin babanızı oyundan atması beklenirdi aslında, taraf tutulmuş belli ki. bi de hocam, o kavga anında zenci arkadaşlarınız kaçtı mı hemen? hiç olaya mudahale etmedi mi?

Travis and Tyler Durden dedi ki...

Sevgili futbol muhalifi,

Baba bi nevi David Stern, nası atılsın? : )