Beyoğluna çıktım, Nevizadede Akdenize oturdum. Yanımda bir keçi ve Samuel Beckett’ın watt adlı kitabı vardı. Bakalım hangisi en iyi dostum çıkacaktı. Siparişi almaya gelen çocuk önce yanımdaki keçiye garip garip baktı. Ot var mı dedim. Abi ne diyosun biz yasal bi iş yapıyoruz burada dedi. Lan manyak mısın olm ot keçi dostum için dedim. Bana bir bira, watt için de bir ayraç lütfen dedim. Tamam deyip gitti yanımdan.
Keçi dostum otunu yedi gözümün içine baka baka. Kitap dostumun ara sıra içini açıp okuyordum. Sonra kaldığım yerini unutmamak için ayracı kullanıyordum. Gerçekten de çok huzurluydum.
Keçi dostumun ardındaki masadaki kız birden çığlık attı. Bu ne rezalet yahu! Keçinin ne işi var barda diye. Tam ayağa kalkıp dostumu rencide eden bu densiz kıza haddini bildirecektim ki kız keçi dostumun çantasının köşesini yediğini söyleyip ağladı. Oha! Keçi dostuma “Hayvan herif niye milletin çantasını yiyosun kanka?” dedim. Gözlerini gözlerime dikip melül melül bana baktı. O an kitaplar insanın en yakın dostudur fikri geçti beynimden.
6 ıncı biramı bitirmiştim. Kafam bi dünyaydı. Keçi dostumla ilgili bi kaç sorun daha yaşamıştım. Kara kara leblebiler gibi, siyah zeytin çekirdekleri gibi kakasını yapmıştı masanın yanına sonra da işemişti. Bir süre tatsızlık olmuştu. Fakat etrafımdaki masalardaki tüm insanlar kalktığı için 4 üncü biradan beri sessiz sakin takılıyorduk dostlarımla. Kitap dostum bana gülümsüyordu masada durduğu yerden. Aldım elime ama birden yere düşürdüm. Kitap dostumun bir sayfası açılmıştı. Sanırım dostum bana bir şeyler anlatmak istiyordu. Okudum itiraz etmeden ;
“Hiçlik. Kaynağa. Öğretmene. Tapınağa. Ona sundum bunları. Bu boş yüreği. Bu boş elleri. Bu bilgisiz kafayı. Bu sürgün bedeni. Onu sevmek için az parçam yozlaştı. Onu elde etmek için attım az parçamı. Onu öğrenmek için az parçamı unuttum. Onu bulmak için yitirdim az parçamı.”
Kitap dostuma gülümsedim. Muhabbeti mükemmele çok yakındı. Keçi dostum birden Nevizadeyi birbirine kattı melemeleriyle. Kafasını sevip ona biraz daha ot istedim çocuktan. Ben de kalktım bi tuvalete gittim. 6 bira sıkıştırmıştı.
Döndüğümde keçi dostum da kitap dostum da yerde hareketsiz yatıyordu. Kitap dostumun yarısından fazlası yenmişti. Keçi dostumun ağzında kitap dostumun parçaları hafifçe çiğnenmiş, ıslak ıslak sallanıyordu. Keçi dostumun dili mürekkep rengindeydi ve dışarı sallanmıştı. Gözleri kapalıydı. Kitap dostumun üzerinde salyalar ve ot parçaları vardı. Birbirlerini öldürmüşlerdi yokluğumda. Dostlar böyle yapmaz dedim kendi kendime.
O an karar verdim insanın en iyi dostu insandır. Bi arkadaşı çağırdım içelim diye. Geldi mutlu oldum. İçtik gezdik tozduk. Bütün hesapları bana ödetti. Kanka param yok diye diye. Bankadan çekmeyi unutmuşum diye diye.
Eve dönerken insanın en iyi dostu kendisidir dedim ve buna inandım…
Not : watt son cümlesinde der ki "Yazdıklarımda simgesel anlamlar arayanların boynu altında kalsın."
18 yorum:
hiç değinilmemiş bir tür olarak insanın en yakın dostu morsi olabilir mi diye düşünüyorum şu an lsdkfjlsdjflsdfjls
Sevgili kaba,
Deneyin yolu açık. Al bi gün morsiyi yanına git Akdenize. Dene bakalım. Sonuçları bizimle paylaş.
Saygılar,
t&t
dostum keçi demişsin ama bu kız (fotodaki) koyun...
off off off, yazıyı mükemmel bir sonuca bağlamışız.
taa en başında başlığa ÇAT diye " insanın kendisidir" diye cevap vermiştim içimden, sonunun böyle olması bana bir mutluluk verdi, adeta agatha christie romanındaki katili ilk sayfadan bir ben bulmuşum gibim.
bu arada keçi dosta da yazık olmuş, mutlu günler vardı önünde, asıl zevki onun çocuklarını eline alınca yaşardın, varmı amca olmak gibisi nhehe:)
bence dostun keçiydi sevgili travis. bir şekilde seni kitaptan kıskanmış.ilgini bana yönelt demek istemiş. sahiplenmiş işte seni.yazık oldu:(
insanın en iyi dostu cep telefonları artık:( arkadaşlarla sohbet, dünya seyahati bile bu telefonlarla yapılıyor. ben bile bu yorumu 10.000 ytl değerindeki son model cep telefonumla yazdım.düşün!
dostluk biraz da insanın kendini dostu için feda etmesi değil mi? şu halde senin dostun kitaptır can travis. zira kitap, senin için kendini feda etmiş keçiye yem olmuş... ayrıca bu güzel yazının bana verdiği mesaj da şu: önce keçiyle tuvalete git, keçiyi bırak, sonra yan masadaki çantası yenmiş kızı götür, sonra da kitabı... böylece kimse kimseye zarar veremez. yanlışsam de ki sen yanlışsın... you are not right bitçiz de... ama bu böyle bence.
bence en iyi dost travis'tir. baksaniza adam kitaba da keciye de esit mesafede yaklasiyor, ayni sanslari taniyor. gunumuzde onyarginin kor ettigi gozler oldukca buyuk bir tehlike. saygilar deyip aranizdan ayrilmadan once ''sen ne guzel filmdin paris, texas'' demeden edemedim. o kadar da diyeyim artik.
sevgili kavuniçi,
ehehe evet ama punktı ve çok da inatçıydı bu tavrında
sevgili mörff,
demek ki yalnız değiliz ehehe
sevgili jondaff,
cevab veremedim.
sevgili gofret beyin,
sen de biliyorsun ki öyle bir masadan kimsenin zarar görmeyeceği şekilde kalkmak hayatın anlamı ile eşdeğer bir problemi barındırıyor içinde.
Bilmece formatıyla, bir muamma aslında bu sorun altmetni ile yazdığın yorumu da anlamadım sanma : )))
sevgili dominic molise,
teşekkürler. en iyi dostum travistir doğru söylüyorsun.
paris, texas taki travis i de sever hem. neydi o sex shop sahnesi, telefon etc.
saygılar,
t&t
yakışıyor mu hiç böle bir siteye sex shop muhabbeti falan. insan okuycak bunları cık cık cık.
sevgili kaba,
entelektüel bir sex shop sahnesi bu. lütfen!
Varlığım hiçliğe armağan olsun ...
Eywallah indiancıım.
meraba.. Garson çocuğa ne olduğuna dair bir bilgi varmı?
Rahmetli Tanju Okan'ın bu yazıyı okumasını isterdim.
Yorum Gönder