O gün odamda oturmuş karlı zirveleri, dünyanın en yüksek noktalarını düşünüyordum. Ortalıkta fink atan vahşi hayvanları. Hele o görsel şov. Dünyayı bundan daha iyi algılama olanağı olduğunu hiç sanmıyorum. Derhal çantamı toplayıp dağlara çıkmaya karar verdim. Nasuh Mahrukiyi ölesiye kıskandım. Kediler gibi sinirli sesler çıkardım. Evimizin kar leoparı olmayı gözüme kestirdim. Koridora çıktım, yolum uzundu.
Evin tüm kapı pencerelerini açtım. Vantilatörü çalıştırıp koridorun ucuna koydum. Rüzgarın sesini kulaklarımda hissediyordum. Sevinçli bi keçi gibi dört ayak üzerinde kaslarımı kasarak zıpladım dağlarda.
Sürünerek koridoru geçtim. İlk önce mutfak dolaplarına tırmandım. Zorlu bir parkurdu. Fakat disiplinli bir çalışma ile başardım. Mutfak dolapları ile tavan arasındaki o küçücük yere kamp kurdum. 2 saat orada yaşadım. İçime tertemiz oksijeni çekip depoladım. Etrafta gezinen vahşi dağ karıncaları vardı. Bir de ölü dağ karasineği. Şarkılar söyledim dünyanın tepesinden. Keşif gezisi yaptım pıtı pıtı. Zirveden aşağıya leblebi attım. Doğayı tüm hücrelerimde hissetmek gibisi yoktu. Kurtları düşündüm, biraz uludum.
Şimdi ki hedefim annemlerin elbise dolabı idi. Koridora çıktım. Bu kez çok daha sarp ve dik bi yalçın dağ beni bekliyordu. Üstelik tutunacak ne bir dal ne de kaya kırıkları vardı. Mutfak mermeri büyük bir platoydu ve çok yardımcı olmuştu zirve tırmanışında. Fakat bunu da başardım. Gardırop ile tavan arasında yaklaşık 30 santim olduğundan bu kez yatarak kamp kurdum. “Ilgaz Anadolunun sen yüce bir dağısın” adlı şarkıyı söyledim. 1 saat de orada oksijen depoladım, tavana baktım. Tavanla burun burunaydım. Sıkıntılıydım, dağ havası beni çarpmıştı. Bir ara annemi aşağıdaki ovada ismimi haykırırken duydum daha sonra dış kapının sesini. Derhal aşağı indim. Vaktim çok azalıyordu çünkü Everest beni bekliyordu.
Salonda devasa heybetiyle duran büfenin önünde şaşkın gözlerle doğanın bu ulvi mücizesine tanıklık ediyordum. Nerden baksan 6 metreye 3 metre vardı. Her yerine un döktüm büfenin. Tam bi zirve olmuştu karlarla kaplı. Gözlerimden bir damla yaş süzüldü. Vantilatörü salona getirip büfeye doğru çalıştırdım. Doğa şartları zorluydu, deli gibi rüzgar esiyordu. Kulağım dondu. Tırmanıştan önce gücümü toplamak için büfenin önüne kamp kurup uyudum biraz. Zımba gibi uyandım. Vakit kaybetmeden aşörtmenimi belime doğru çekiştirip tırmanışa geçtim. Fakat bu kez zirvede yer yoktu. Büfe neredeyse tavanla beraberdi. Zirveye parmağımı soktum bir süre. Üşüyordum, acıkmıştım. Zıbınımdan beyaz peynir, ekmek ve süt çıkardım. Heidi gibi yiyecektim. Fakat tam bu sırada arkamdan kar adamı Yetinin geldiğini duyduğum için dengem bozuldu. İşaret parmağım zirveye takıldı ve büfenin bazı parçaları ile beraber yere doğru harekete geçtim. “Yeti kaaç! Çııııııığ!” diye haykırdım.
Çok kötü düşmüştüm. Yeti başımda “Oğlum iyi misin?” diye ağlıyordu. Yerel halktan bi kadın da şifalı bitkilerle beni iyileştirmek için başıma koşuşmuştu. Kar yağmaya başlamıştı, yıldızlar vardı başımın etrafımda. Yerli kadın Yetiden üzerimdeki çığı kaldırmasını istedi. Kar adamı Yeti üzerimdeki tüm çığı kaldırdı. Çığ kalkar kalkmaz koltukla oluşturduğu yaşam üçgeninde yattığım anlaşıldı. Turp gibiydim. Şifalı bitkileri inanılmaz bir hızda etki eden Yerli kadına teşekkür ettim “Sen beni iyileştirdin Buda da senin oğlunu iyileştirsin” dedim. “Bu da mı başımıza gelecekti, neler diyorsun sen oğlum?” dedi kendi dilinde ama kadın “Sen nerden biliyorsun benim oğlumu, bu bi mucize” dedi bence. Gülümsedim. Gözü yaşlı Yeti'ye “Kim ne derse desin ben hep inanmıştım senin varlığına Yeti, mitolojik hayvan!” dedim. Her ikisi de bana sevgi dolu gözlerle bakıyorlardı. Çığ beni yere fena çarptığından başımın arkası zonkluyordu. “Daha gelmem Evereste” deyip, bayıldım...
18 yorum:
Sevgili T&T,
Lastiği Gevşek Aşörtmen bence derhal çizgifilm olmalı. Yine yarıldım. Bir ara lastiği gevşek aşörtmen karakter analizi yapmak istiyorum ama biraz daha çalışmam lazım. Örneğin yenilikçi(sürekli yeni sporlar, yeni arayışlar peşinde), detaycı (büfeye karlı imajı vermek için un döküyor), ve duygusal (daha gelmem Evereste diyor). Ama bu analizi mükemmele çok yakıon bir hale getirmek gerekli.
Tanrım vaktimi harcıyorum, derhal çalışmalıyım bu konu üzerine.
Çok teşekkürler Selimciim. Dört gözle bekliyoruz analizinizi : )
Saygılar,
t&t
- bir bilmecem var çocuklar.
- haydi sor sor!
- dağda, kahvaltıda yenir.
- acaba nedir nedir?
- kocaayak denince akla...
- tamam şimdi buldum!
- hemen onun adı gelir.
- Yeti Yeti Yeti!
(affınıza sığınarak)
bence bu kaza kahramanımızın k2 tırmanışını denemesini engellemeyecektir. ve bir daha ki sayıda onu k2'nin zirvesinde, yani salondaki avizeye tek eliyle tutunmuş, zafer sarhoşluğuyla diğer elindeki muzu yerken görebileceğiz.
o tarihi elbise dolabını, sahibinden.com dan satışa çıkarmanızı esefle kınıyorum!
sevgili T&T
hiç mi acımadın benim gibilere yardın geçtin mahvettin parkeleri yumruklattın?
mükemmeldi inan ki sırf Lastiği gevşek aşörtmenin yeni bölümü var mı diyerekten kalkıp bilgisayarı açtığım günler oluyor.
tek ve ulvi isteğim bu güzel seriye devam etmen senin gibi doğa çocuklarına ihtiyacımız var.
"daha gelmem evereste"
müthişsin.
bu seride ben bir okuyucu olarak keşke resim olmasa diyorum. bu benim kanaat notum yani. dimaağmda şeydiyodum, o anlamda dedim. awesome!
kafan güzelken yazdıklarınla ayıkken yazdıkların arasında dağlar kadar fark var. aynı "city lights" da ki antika milyoner gibi. biri samimi içten diğeri yapmacık zorlama...
keşif gezisi yaptınız pıtı ptıt! allah müstehakınızı versin sayın travi ve sevgili tyler!
i love this game!
saygılar..
O esnada ust katta Metin Akpinar:
- Bu benim icin kucuk ama arkadasim Zeki icin buyuk bir adim (Gozler mahmur)
Zeki : - Bes milyoncuk borc versene :))
Metin : (Bir damla gozyasi) Bu da mi olacakti lan Zeki..Ah be kardesim..Bunu da mi gorecektik
Zeki : Uhuhuhuhuh
Metin : Uhuhuhuhuh
mükemmel.
Sevgili Okhy Dokhy,
Keşke cevabı vermeseydin de blogca bağırsaydık cevabı.
Sevgili kaba şimşek,
K5 e bile tırmanır o, ne diyosun sen.
Sevgili gerisi önemli değil,
Malum kriz ortamı. O zaman borç verin?
Sevgili Hulohop çeviren zombi,
Çok teşekkürler, çok sevindirdiniz bizleri : )
Sevgili adsız,
Açıkçası onu ben de düşündüm ama malum araya para atmazsam kimse okumaz o uzunlukta yazıları nette.
Sevgili maynard,
Senin de kafan güzelken ve ayıkken yazdığın yorumlar arasında dağlar kadar fark var.
Sevgili vaziyet,
Teşekkürler. Me love you too : ))
Sevgili Pors,
Parazit var sanırım ne dediğiniz anlaşılamıyor.
Sevgili dchetin,
: )))
Saygılar to you all,
t&t
Sevgili adsız,
Araya atılan şey "parça" olacaktı. sorry.
sevgili travis:
yazılarının uzunluğu konusunda gönlünü ferah tut bence. seni okuyan okur kendimden biliyorum. hele ki bu seride yazdıklarınla kafada canlandırdıkların yazının en keyifli yanı. ayrıca resimler çok basit, bunu da bir okuyucu yorumu olarak gözönüne alırsan sevinirik.
saygılar,
adsız (eheh bu adımı da sevdim doğrusu)
Sevgili adsız,
Teşekkürler fakat ben hiç sevemedim doğrusu "adsız" olarak yorum yazmanı. Sen her seferinde benimle konuştuğundan emin olabilirsin fakat ben senin kim olduğunu bilemem her defasında.
Saygılar,
t&t
yazılarınızı yeni okumaya başladım. off mübdelası oldum sanırım ya huu. bence fazla dozda alınman yasaklanmalı. sana günlük okunma kotası falan lazım. zira gözlerim şaşı olacak:)
devam...
Sevgili deNek,
Yola devam ehehe beraber yürüdük biz bu yollarda
aman aman kalsın. süper şarkıydı. beraber yürümüşlerdi o yollarda yağmurda falan beraber ıslanmışlardı romantik bişeyler vardı. ama şimdi parti sloganı oldu boka sardı. duyunca şarkıyı aynı şeyleri hissedemiyorum. böyle o içimdeki sempati romantik duygular felan hiç oldu. neyse bak yine öyle bi şekil oldum. demekki sadece duyunca değil okuyuncada bende aynı etkiyi yaratıyormuş şarkı.
yazmaya devam okumaya devam pöykürmeye devam diyelim biz:)
devam...
DeNeK (arTık deNekLik bitti) asdhkjdsh
Yorum Gönder