Öncelikle blog hayatıma başladığımdan beri çok da emin değildim hadiseden. Kim okuyacak ki diye düşünüyordum, ara ara ne gerek var deyip yazmaktan vazgeçtiğim anlar da oldu. Lakin bugün posta kutuma sevgili Selim Işık'tan ( http://selimisik.blogspot.com/ )düşen bir e-mail ile resmen şok oldum ve hakkaten bu blog işinin o kadar da boşuna bir iş olmadığını algıladım. Ciddi ciddi kulaklarım kızardı sevinçten ve utançtan. Sevgili Selim bir insan için en önemli şey olan “vakti”ni bizim yazdıklarımıza ayırıp inanılmaz bir inceleme yazısı yazmış. Konu “Lastiği Gevşek Aşörtmen” ki yakında blogu komple kendisine bırakmayı düşünüyorum zira görüyorum ki LGA benden daha ünlü oldu : )
Her neyse gereksiz yere konuşmayayım. Sevgili Selim'in bana gönderdiği neredeyse akademik düzeyde inceleme yazısını sadece kendime saklamayı etik bulmadım, sizlerle de paylaşmaya karar verdim.
Tekrardan çok teşekkürler Selim : ))) Onore ettin bizi, büyük saygılar sunarım.
Ve söz sende ;
"Lastiği Gevşek Aşörtmen
1. Demografik Özellikler
Lastiği Gevşek Aşörtmen hemen hemen her yazısına “o gün odamda oturmuş birşeyleri düşünüyordum” diye başlar. Bu birşeyler ya hayvanlar aleminin üyeleridir ya da sporun bir dalıdır. Demek ki, Lastiği Gevşek Aşörtmen’in bir odası vardır. Henüz hiçbir yazısında kardeşinden bahsetmediğine göre ve içinde düşündüğü ve oturduğu odasına sürekli odam dediğine göre Lastiği Gevşek Aşörtmen tek çocuktur. Babası ve annesi ile birlikte yaşadığı ev muhtemelen 2 oda 1 salondur. Muhtemelen girişin sağında bir kapının arkasında uzun ince bir koridor vardır. Girşin hemen gerisinde mutfak solda ise salon vardır. İnce uzun koridorun sonundaki kapı Lastiği Gevşek Aşörtmen’in odası, o odanın hemen solundaki kapının ardındaki oda ise annesi ile babasının odası olmalıdır. Banyo ise uzun koridorun ortalarından sola açılan bir kapının ardında olmalıdır.
Annesi ev hanımı, babası ise kuvvetle muhtemel memurdur. Karınları aç gezecek kadar fakir ama Lastiği Gevşek Aşörtmen’in merak sardığı pahalı spor aktivitelerini sağlayacak kadar da zengin değillerdir. Bu sebeple sigara ve ekmek almaya gönderilen Lastiği Gevşek Aşörtmen parayı kola ve rulo kata harcadığında babası çok sinirlenmiştir(1).
Lastiği Gevşek Aşörtmen’in babası özünde iyi bir insandır ancak hayat şartları ve Lastiği Gevşek Aşörtmen’in sorumsuz davranışları onu çileden çıkarmakta ve şiddete yatkın bir karakter yapmaktadır. Ama yine de oğlunun rahatı ve evdeki huzur açısından çok radikal tedbirler alamamaktadır. Örneğin Lastiği Gevşek Aşörtmen’in odasında televizyon olmalıdır ki, olmasaydı Lastiği Gevşek Aşörtmen bu kadar doğa belgeseli ve spor programları izleyemezdi. Öte yandan Lastiği Gevşek Aşörtmen’in kendisine ait bilgisayarının ya da bir oyun konsolunun evde yer almadığı anlaşılmaktadır. Geçim zorluğu nedeniyle oğlunun bazı çocukların doyasıya kullandığı imkanlardan mahrum olması en çok Lastiği Gevşek Aşörtmen’in annesini üzmektedir. Lastiği Gevşek Aşörtmen’in annesi belki de oğluna sağlanamayan bu imkanlar nedeniyle neredeyse tüm babalar ve oğullar arasında kalmış anneler gibi teoride kocasına pratikte ise oğluna hak vermektedir.
Lastiği Gevşek Aşörtmen 1988 Calgary kış olimpiyatlarında Alberto Tomba’nın nasıl olduğunu babasına sorabildiğine (2) göre ya en az 25 yaşında bir adam, ya da sporu kendinden önceki olimpiyatların bile sonuçlarını takip edecek kadar tutkuyla seven bir ergenlik çağı delikanlısı olmalıdır. Bana 13-14 yaşlarında bir ergenlik delikanlısı olması daha makul gözüktüğünden bundan sonraki yazacaklarımı bu varsayım üzerinden sürdüreceğim. Kaldı ki, en az 25 yaşında olan Lastiği Gevşek Aşörtmen herhalde babasından sürekli dayak yemez, karşılaşmalarını “babamın gözleri birer araba farı, bense bi tavşandım” (1) diye tanımlamazdı. Tüm bu babasına meydan okumalar, evde sorumsuzca hareketleri vs. de ayrıca ergenlik çağını yaşadığına delil olarak sunulabilir. Maria Sharapova’yı buzul çağında olan odasında taş karolar üzerinde yatarken bile düşündüğünde aşörtmeninin önünde çadır kuruluyor (2) olması da 13-14 yaşlarında bir 6. ya da 7. sınıf öğrencisi olduğu kanaatimi güçlendirmektedir.
Boş zamanlarında bolca doğa belgeseli ve spor programları izleyen bir çocuk olan Lastiği Gevşek Aşörtmen aslında çocuklarımıza kötü örnek oluyor diye sürekli itiraz edilen hiçbir yapımı izlemeyen ama yine de ailesine yaranamayan bir çocuk olarak televizyonun çocuk üzerindeki etkisini yadsıyan performansıyla karşımıza gelmeye devam etmiyor.
2. İlgi Alanları
Ergenlik çağındaki gençlerin enerjilerini doğru alanlara yönlendirmeyi başarabildiğimiz zaman onların neler başarabileceğini hatırlarsınız 2008 Pekin Olimpiyatlarında Michael Phelps örneği ile hep beraber izlemiştik. Hiperaktivite ve Dikkat Eksikliği tanısı konan Phelps doğru bir yönlendirmeyle spora yönlendiriliyor ve bir olimpiyatta 8 altın madalya kazanan tek sporcu oldu 23 yaşındayken.
Lastiği Gevşek Aşörtmen de iki konuya karşı engellenemez bir şekilde ilgi duymaktadır.
a. Spor
b. Hayvanlar ve Doğal Yaşam
a. Spor
Sporun hiçbir türünü ayırmıyor Lastiği Gevşek Aşörtmen, curlingden (3) tenise, (2) 10 m. senkronize kuleden atlamadan (4) kayağa, (2) hatta atletizme (5) ve bu duruşuyla da Türkiye’de spor = futbol diyen tüm spor medyasını da fena halde terse yatırmaktadır. Bu ülkede olimpiyat falan yapılamaz diyen Hıncal Uluçlar bu çocuktan ders almalıdırlar. Pekin Yaz Olimpiyatlarını (4) da Calgiary Kış Olimpiyatlarını (2) da sıkı sıkı takip etmiştir bu çocuk. Karşımızda futbol ve basketbolü reddedip de diğer sporları kucaklamış bir reaktivist de bulunmamaktadır. Zira, basketbolü (6) de, futbolu (7) da en az diğer sporlar kadar ilgiyle takip ettiğini çeşitli yazılarında görmekteyiz Lastiği Gevşek Aşörtmen’in.
b. Hayvanlar ve Doğal Yaşam
Hayvanlar ve doğal yaşam da Lastiği Gevşek Aşörtmen’in ilgisinin bir diğer ana damarını oluşturmaktadır. Başta Afrika’daki yırtıcı hayvanların dünyası olmak üzere, antiloptan (1), tavşana, (1), kenelerden (8), göçmen kuşlara (8), koalalardan (3), Asya kaplanlarına (3), Sibirya kurduna (3), hatta Komodo ejderine (5) kadar çok büyük bir hayvan çeşitliliği üzerine engin bilgisiyle felsefe üretmeye çalışmaktadır Lastiği Gevşek Aşörtmen. Hatta soyu tükenmiş hayvanları bile ilgiyle takip ederek doğanın evrim yasalarını anlamaya çalışmaktadır (dinazorlar için bkz. (2)).
3. Kişisel Özellikler
Lastiği Gevşek Aşörtmen herşeyden önce çok yalnızdır. Zaman zaman hastanelik olduğunda hemşire ile ki lendisini kuğu sanmıştı (4), zaman zaman “çöpünüz var mı” diye soran kapıcının kızıyla (2), zaman zaman da Bakkal Mehmet Amca (3) ile temas etmektedir elbette ama hem bu temaslar çok kısa süreli (5 dakikadan daha az) olmakta, hem de duygusal bir paylaşım içermemektedir. Lastiği Gevşek Aşörtmen annesinin dışında kimseye sevgiyle yaklaşmamakta, babasını en yakın rakibi olarak görmektedir. Oedipus Kompleksinin pençesinde bir ergen olarak annesi nazarında güçlü babası karşısında her daim yenilmeye mahkumdur. Bu alandaki zayıflığığını spor karşılaşmalarında babasını yenerek telafi etmeye çalışmaktadır. Öte yandan, babasının yerini almak için de çalışmalarını sürdürmekte, Samuel Beckett’in ünlü sözünü iliklerine kadar hissetmekte ve azimle uygulamaktadır: “hep denedin, hep yenildin, yine dene, yine yenil, daha iyi yenil.”
Hep dener Lastiği Gevşek Aşörtmen, yense de yenilse de “önümüzdeki maçlara bakıyoruz” der hep, çünkü spor felsefesini iyi kavramış bir sporcudur. Bir ceylanın aslan karşısında yakalanacağını bilse bile kaçacağının farkında olduğu için hep dener Lastiği Gevşek Aşörtmen. Doğal yaşamı ve hayvani içgüdüleri iyi analiz etmiştir.
Şartlar yıldıramaz Lastiği Gevşek Aşörtmeni, çaydanlıkla evlerinin koridorunda curling oynar (3), banyodaki küvette 10 m. senkronize kuleden atlama şampiyonası (4) düzenlemiştir. Bu olayı biraz daha derinlemesine incelersek şartların Lastiği Gevşek Aşörtmeni nasıl yıldıramadığını daha iyi anlayabiliriz.
Havuz yoktur, küvet vardır. 10 m. kule yoktur, çamaşır makinesi vardır. Senkronize atlamak için takım arkadaşı yoktur, plastik kova vardır. Hakem yoktur, zengin hayal dünyasında hemen bir hakem heyeti yaratır Lastiği Gevşek Aşörtmen. Madalyalar yoktur, yerlerine altın için annesinin burma bileziği, gümüş için kristal likör takımı ve bronz için ise babasının yakın gözlüğü vardır (4).
Bu derece yokluklar içinde dahi Lastiği Gevşek Aşörtmen, şampiyonanın açılış töreninden madalya törenine kadar her türlü detayıyla ayrı ayrı ilgilenmiş ve türlü türlü sorunlara yaratıcı çözümler üretmiştir. O talihsiz kaza olmasaydı da annesinin burma bileziğini kazanmayı hakettiğine inancım tamdır. Lastiği Gevşek Aşörtmen, detaycıdır, yaratıcıdır, mükemmeliyetçidir ve olağanüstü bir hayal dünyasına sahiptir.
Yine bir dağ tırmanışı denemesi esnasında (9) Everest niyetine salondaki büfeyi seçtiğinde etrafa un serperek kar efekti vermiştir. Ralph Waldo Emerson’un “En İyisi Sen Ol” şiirindeki enfes dizelerini (10) Lastiği Gevşek Aşörtmen bir kademe daha ileriye taşıyacak kadar da gözü yükseklerdedir. Everest’ten aşağısı kabul edemeyecek kadar da hırslıdır Lastiği Gevşek Aşörtmen. Hep daha iyiye, daha güzele çabalar durur. Bulunduğu noktadan asla tatmin olmaz. Lastiği Gevşek Aşörtmen hep büyük düşünür.
Günümüz medya çağında bile zarfa değil mazrufa önem verir Lastiği Gevşek Aşörtmen. Onun için “imaj hiçbişeydir, susuzluk herşey”. Lastiği gevşek aşörtmenini ve üstüne giydiği fanilasını bir üniforma gibi üzerinde gururla taşır ve üzerinden kolay kolay asla çıkarmaz. Lastiği Gevşek Aşörtmen için aslolan dış görünüş değil, içeriktir.
Tüm bu özelliklerinin yanısıra halkına yol göstermek isteyen yenilikçi bir ikondur Lastiği Gevşek Aşörtmen. Curling sporunu kendisi gibi güzel ve yalnız olan ülkemize getirmek için çektiği çile takdire şayandır.
Sonuç
Lastiği Gevşek Aşörtmen gibi karakterlerin toplumumuzda yaygınlaşmasını en kalbi duygularımla dilerim. Ülkemiz, aydınlık yarınlara ancak onun gibi azimli, dirençli, çalışkan, yenilikçi, birey olmayı başarabilmiş kişilerin önderliğinde ulaşabilecektir.
1. http://travisandtylerdurden.blogspot.com/2008/07/lastii-gevek-artmen.html
2. http://travisandtylerdurden.blogspot.com/2008/07/lastii-gevek-artmen_23.html
3. http://travisandtylerdurden.blogspot.com/2008/07/lastii-gevek-artmen_15.html
4. http://travisandtylerdurden.blogspot.com/2008/08/lastii-gevek-artmen.html
5. http://travisandtylerdurden.blogspot.com/2008/09/lastii-gevek-artmen.html
6. http://travisandtylerdurden.blogspot.com/2009/01/lastii-gevek-artmen.html
7. http://travisandtylerdurden.blogspot.com/2008/08/lastii-gevek-artmen_06.html
8. http://travisandtylerdurden.blogspot.com/2008/07/lastii-gevek-artmen_13.html
9. http://travisandtylerdurden.blogspot.com/2009/02/lastii-gevek-artmen.html
10. EN İYİSİ SEN OL !
Dağ tepesinde bir çam olamazsan,
Vadide bir çalı ol. Ama,
Dere kenarındaki en iyi küçük çalı sen olmalısın.
Çalı olamazsan bir avuç ot ol.
Bir yola neşe ver.
Bir nilüfer olamazsan bir saz ol. Ama,
Gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın.
Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmaya da mecburuz.
Burada hepimiz için birer iş var.
Cadde olamazsan, sokak ol.
Kazanmak ya da kaybetmek ölçü değildir
Her ne isen onun en iyisi sen ol...
Ralph Waldo Emerson ( 1803 - 1882 )"
9 yorum:
mükemmele hiç bu kadar yaklaşmamıştınız itiraf ediniz. süper. eline sağlık selim ışık.
Esasen gönlüm isterdi ki, metni redakte etmeye üşenmemiş olayım da bazı gramer hatalarını bu sayfalara taşımamış olsaydım. Yine de ben teşekkür ederim sevgili T&T. Lastiği Gevşek Aşörtmen ölmesin, onu çok seviyoruz.
Demek ki hayal edip, gerçekleştirmeye çalışanlara karşı bir hayranlık besliyoruz bu zamanda, ki bu kadar sevdik lastiği gevşek aşörtmenliyi. biz ki dağa tırmanmak istesek, amannnn imkan mı var der, otururuz aptal kutusu karşısına
şu analizden sonra, tez onun zirvelerde gerçekleştirdiğini ben yerin altında gerçekleştiricem. arkeolojik kazıya başlıyorum hazır annemler evde yokken
bu arada nasıl bir analiz, nasıl bir dikkatse bu..çok güzel bir yazı olmuş. tebrik ederim
LGA hakkinda nacizane ve en utanan halimle yapacagim yaklasim, selim isik bey in takdirine sunacagim bir kisisel gozlemim olarak, babasinin da cocukken cok fena baba dayagi yiyerek buyudugu seklindedir. babasi aslen ehlikeyf ve tembel bir adam. dahasi cocuk sorumlulugunu zerre kadar takmayan birisi. belki de LGA bunun kavgasini veriyor babasiyla.
LGA, bunun disinda, hepimizin cocuklugumuzda kisa bir donem icine girdigimiz ruh halini, apartman cocugu yalnizligi ve beraberinde getirdigi yaratici cozumleri sembolize ediyor. LGA nin farki, yasi ilerlemis de olsa( bilemiyoruz, ama muhtemelen) bizim o hepimizin hatirladigi ruh hali icinde kalakalmis olmasidir.
o ruh halini atlatip ergenligin diger adimlarina hareket etme ile, o halde kalma arasinda incecik bir cizgi oldugunu dusunurum hep LGA yi okurken. aklima ortaokulda, lisede bize gore salak oldugunu dusundugumuz, cocuk kalmis ve alay ettigimiz arkadaslarimiz gelir hep.
kissadan hisse, biz de LGA olabilirdik, keske de olabilseydik.
john lennon in dedigi gibi: LGA IS SOMETHING TO BE
en derin saygilarimla.
Gerçekten okumaktan çok zevk aldığım bir yandan daha sık yazılmasını istiyor diğer yandansa daha sık yazılırsa aynı tadı vermeyeceğinden korkuyorum. Küçükken benimde hep çekiştirdiğim bir aşörtmanım vardı severdim beni oyundan ederdi çekiştirirken ama hep onu giyerdim :)
Teşekkürler T&T ve Selim Işık.
nihayet fikir ve bilim dünyasının bir kara noktasına sayın ışık tarafından kablo çekilmiş. travis ve tyler durden beylere de bu seyyar lambayı yakma nezaketi için teşekkürü borç bilirim. (duygusal yazmaya çalıştım)
saygılar..
lastigi gevsek asortmen bence 80 lerin basinda yasayan birisi. gunumuzde hicbir cocugun gevsek lastikli asertmeni oldugunu sanmiyorum. LGA tamamen retro, sanki.
Sevgili TT,
ilk baslarda normal bir gerizekali oldugunu dusunmustum. Ama zekayi bir halka gibi dongusel kabul edersek, sen o kadar geri gitmissin ki bu zeka dongusunde dahi olmussun.
Ters istikamette geri vitese takmis giden bir arabasin TT.
Bloglarin atasi ve en komigi efsanevi "pamukcuce ve yedi prensesler"den sonra en severek okudum blog budur heralde.
bu posttan sonra blogunu okumaya başladımm =))
lastigi gevsek aşörtmenii cok sewdim :D:D
klavyene kuvvet :P
yenii maceralarıı bekliiyorumm
saygılar sevgiler =)
Yorum Gönder